Connect with us

GÜNDEM

Abdulkadir Uraloğlu: Çağrı cihazları özelinde Türkiye’de risk bulunmuyor

Published

on

İsrail’in Lübnan’da Hizbullah’ın iletişim amacıyla kullandığı çağrı cihazlarına yönelik siber saldırısını değerlendiren Türkiye Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “Türkiye’de çağrı cihazları neredeyse hiç kullanılmıyor. Çağrı cihazları özelinde Türkiye’de bir risk olmadığını net olarak söyleyebilirim” dedi.

Türkiye Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası’nda gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Bakan Uraloğlu, Lübnan’daki Hizbullah unsurlarının kullandığı çağrı cihazlarına müdahale edilip patlatılmasına ilişkin, “Türkiye’de çağrı cihazları neredeyse hiç kullanılmıyor. Çağrı cihazları özelinde Türkiye’de bir risk olmadığını net olarak söyleyebilirim” diye konuştu.

Uraloğlu, patlayıcının önceden yerleştirilmesi ihtimalinin daha güçlü olduğunu söyledi.

“CİHAZLARA PATLAYICI YERLEŞTİRİLME İHTİMALİ DAHA GÜÇLÜ”

Bakan Uraloğlu, saldırıya ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:

“İki türlü senaryo olabileceği üzerinde duruyor arkadaşlarımız;

biri , İsrail bunların değişim yenileme sürecinde istedikleri gibi donattıkları bir patlayıcı yerleştirme ihtimalini de katarak söylüyorum, bu cihazları satın aldırıldığı şekilde aynı anda çok kısa aralıklarla patlatılabildiği, ikinci ihtimal bazı sinyallerle bataryaların kısa devreyle ısıtılması sonucu patlatılması. Buralarda ölümcül sonuç, önemli yaralanma olmadı onun için ilk söylediğimiz ihtimal biraz daha güçlü duruyor.”

SİBER SALDIRILAR NASIL ÖNLENECEK?

Siber saldırıların önlenmesi konusunda konuşan Bakan Uraloğlu, “Alınacak ve alınması gereken tedbirler çok. Ülkemizin ne kadar milli yerlileştirirsek kendimizi o kadar güvende hissederiz.

“SİBER GÜVENLİK NOKTASINDA İLK 10 ÜLKE ARASINDAYIZ”

Biz her gün siber güvenlik anlamında 400’ün üzerinde saldırıyı önlüyoruz. Siber güvenlik noktasında ilk 10 ülke arasındayız. Endişe etmemiz gereken bir durum yok ama mutlaka yapmamız gereken çok sey var” ifadelerini kullandı.

NARİN GÜRAN CİNAYETİ

Diyarbakır’da katledilen 8 yaşındaki Narin Güran soruşturmasına da değinen Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, WhatsApp’ın mesajları kaydetmediğini açıkladığını bildirdi.

KİŞİSEL VERİLER ÇALINDI MI?

Bakan Uraloğlu, kişisel verilerin çalındığına yönelik iddialara ilişkin ise “Bugünün Türkiye’sinde kişisel verilere ilişkin bir sızıntı ve riski yok. Suni şekilde bir gündem oluşturulmaya çalışılıyor. Böyle bir sızıntı güncel olarak söz konusu değildir” dedi.

INSTAGRAM’A GETİRİLEN ERİŞİM ENGELİ

Instagram’a geçtiğimiz aylarda getirilen erişim engeli sorulan Uraloğlu, “Platformlar Türkiye’nin kararlı olduğunu biliyor. Gerektiği zaman her türlü yaptırımı yapabilir olduğumuzu ortaya koyduk” diye konuştu.

ANKARA-İZMİR HIZLI TREN PROJESİ

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Ankara-İzmir hızlı tren projesiyle ilgili ise “2027’nin başlarında İzmir’i bitirmiş olacağız, hedefimiz bu. Ankara’dan İzmir’e 3,5 saatte gidilecek” ifadesini kullandı.

“İSTANBUL İLE ANKARA ARASINDA HEM BİR OTOYOL HEM DE YENİ BİR HIZLI TREN HATTI İNŞA EDELİM İSTİYORUZ”

Bakan Uraloğlu, İstanbul ile Ankara arasında hem bir otoyol hem de yeni bir hızlı tren hattı inşa etmek istediklerini de söyledi.

Uraloğlu, “Saatte 350 kilometre hızla giden Ankara-İstanbul Süper Hızlı Treni Projesi’nde çalışmalar başladı, 2034 gibi bitirebiliriz. 80 dakikada İstanbul’a gidebileceğiz” dedi.

Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

GÜNDEM

Asgari ücret tepkisi: Emekçileri açlığa mahkum ediyorlar

Published

on

Basın Emekçileri Sendikası, açıklanan 37 bin 818 TL’lik asgari ücrete tepki göstererek, “Emekçileri açlığa mahkum ediyorlar” dedi.

Basın Emekçileri Sendikası, açıklanan 37 bin 818 TL’lik asgari ücretin emekçilerin temel ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak olduğunu belirtti.

Sendika tarafından yapılan açıklamada, belirlenen asgari ücretin artan hayat pahalılığı karşısında her geçen gün eridiği ve emekçileri açlık sınırının altında yaşamaya mahkûm ettiği ifade edildi. Açıklamada, gıda, barınma, ulaşım ve sağlık gibi temel ihtiyaçların sürekli artış gösterdiği bir ülkede bu ücretle yaşamanın imkânsız olduğu vurgulandı.

“ADALETSİZLİKLER DERİNLEŞİYOR”

Basın Emekçileri Sendikası, özel sektör çalışanlarının kamu emekçilerine kıyasla daha düşük ücretlere mahkûm edilmesini eleştirerek, bu durumun eşitsizlikleri derinleştirdiğini belirtti. Açıklamada, asgari ücretin en düşük kamu maaşına eşitlenmesinin şart olduğu ifade edildi.

Açıklamada, özel sektörde sendikasız çalışma düzenine dikkat çekilerek, örgütlenme özgürlüğünden mahrum bırakılan çalışanların kötü çalışma koşullarına mahkûm edildiği ve haklarını savunma imkânından yoksun kaldığı ifade edildi. Sendika, sendikasız işçi çalıştırma uygulamasının yasaklanması ve tüm çalışanlara örgütlenme özgürlüğü sağlanması gerektiğini vurguladı.

“ASGARİ ÜCRET, ONURLU BİR YAŞAM SAĞLAMALI”

Basın Emekçileri Sendikası, asgari ücretin yalnızca bir gelir değil, aynı zamanda emekçilerin onuru olduğunu belirtti. Açıklamada, “Bir devletin en temel görevi yurttaşlarına insanca yaşam koşulları sunmaktır. Asgari ücret, açlık ve yoksulluk sınırında değil, onurlu bir yaşam seviyesinde olmalıdır” denildi.

Sendika, tüm emekçi kesimlere çağrıda bulunarak, asgari ücretin insanca yaşamı mümkün kılacak bir seviyeye yükseltilmesi ve emekçilerin haklarının korunması için mücadeleyi büyütme kararlılığını dile getirdi.

Continue Reading

GÜNDEM

Asgari ücret belirlendi…

Published

on

Her zaman olduğu gibi sermayenin ölçüsüz bir şekilde yaptığı artışları/ zamları engelleyemeyenler asgari ücretliye gelince müdahale edip milim milim artış yaparak zaten olmayan alım güçlerini daha da dibe vurmalarına sebebiyet vermektedir….

Sosyal devlet yönetimleri alım gücü tamamen erimiş asgari ücretlilere değişik şekillerde çocuk yardımı gıda yardımı eğitim yardımı gibi birçok alanda katkı sağlama planlaması yapabilir…
Asgari ücretle çalışan insanlarımız iş yaşam koşullarında verimli olmak ve “ işinde kalabilmek “ için çok yoğun fiziki emek harcamaktadırlar.Bütün işler onların harcadığı emekleri sayesinde dönmektedir.
Emeğin en yüce değer olduğu boş bir laf değildir.Emekçi insanlara reva görülen 37 bin küsür maaşla geçinebilmeleri imkan dahilinde değildir .
Bu bulanık ortamda sermaye gelirini katlarken bütün işleri yapan bu emekçi insanların üzerinden para kazandıklarını unutmamalıdırlar
#İnsanı #yaşat ki #devlet #yaşasın sözü unutulmamalıdır….

Sosyal devlet olgusuyla yönetilen bir ortamda hükümetler her şeyi düşünmek zorundadır
Asgari ücretle çalışanlar üzerinden devlet aldığı katkıları minimize edebilir…
Bu bile asgari ücretliye yansırsa bir nebze rahatlayabilir…
Devlet birtürlü üstüne gidemediği bu ülkede milyon dolarlar kazanan çok sayıda şirket ve şahıslardan gelir toplayabilir…
Devletin yapması gereken gerçek servet sahiplerinden gelire göre vergi alabilmesinin yolunu açabilir….
Gelirlerini bu şekilde artırabilen devlet düşük maaşlı insanlara katkı sağlayarak refah düzeyini artırıp sosyal devlet olarak varlığını gösterebilir.
Bu çok önemli bir konudur
Aksi takdirde sermayeye hiç karışamayan devlet sadece yaşam savaşı veren insanlarımızın üstüne giden görüntüsüyle sosyal devlet olgusundan her gün biraz daha uzaklaşır
Devletin farkında olduğu ve çözmediği bu gidişat iradesi yüksek koltuk sevdası olmayan yöneticiler tarafından çok da kolay yapılabilir
Yeterki irade olsun…

Continue Reading

GÜNDEM

Tufan Erhürman: Çözüm, bu adada kalıcı barışın ve istikrarın sağlanmasının tek yoludur

Published

on

CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, “Çözüm, bu adada ve bölgede kalıcı barışın ve istikrarın sağlanmasının tek yoludur” açıklamasını yaptı.

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, Kıbrıs sorununa ilişkin olarak sosyal medya hesabı üzerinden bir açıklama yaptı.

CTP Lider Erhürman, “Bizim tarafta “çözümsüzlük çözümdür”ün ötesine geçemeyen, ortaya koyduğu politikalarla bizleri dünyadan her gün daha da uzaklaştıran bir zihniyet var. Güneyde ise “ben BMGK kararları çerçevesinde müzakereye hazırım” demesine karşın, kuzeyde, uluslararası toplumda ve hatta güneyin önemli bir kısmında dahi kimseyi buna inandıramayan, kimsede güven uyandırmayan bir zihniyet” dedi.

Erhürman, “Çözüme hazırız, çözümü zorlayacağız” diyen Sn. Hristodulidis, hem çözüm ihtimalini hem de adanın geleceğini riske atanan hamleleri art arda sıralıyor. Daha önce defalarca söylediğimiz gibi, bu çabanın sebebi belli ki Türkiye’ye karşı “büyük abiler”i arkasına alarak “güç dengesi” oluşturmak” ifadelerini kullandı.

CTP Genel Başkanı Erhürman, açıklamasının devamında ise şunları dile getirdi:

“Oysa o “büyük abiler”in devreye girdiği her ortamda arkada durmayacağı, öne geçeceği malum. Biz Kıbrıslı Türklerin özne olma pozisyonundan uzaklaştırılmasından şikayet ederken, Sn. Hristodulidis de bu hamleleriyle Kıbrıslı Rumları özne olma pozisyonundan uzaklaştırıyor aslında. Bundan daha önemlisi ise, “güç dengesi” oluşturma politikalarının bu adanın geleceğinde barışı riske atması.

Sn. Guterres’in çok taraflı görüşme çağrısının olduğu bu dönemde, “çözüm istiyorum” diyen Sn. Hristodulidis’in bu girişimleri kaçınılmaz olarak samimiyetinin ve güvenilirliğinin daha da fazla sorgulanmasına yol açmaktadır.

Esas mesele ise şudur: Çözüme ulaşılmadıkça, yani güvenlik, enerji, deniz yetki alanları, ticaret yolları gibi konularda bu adadaki iki eşit kurucu ortak siyasi eşitlik temelinde birlikte karar alma noktasına gelmedikçe, gerginliği tırmandıran bu tip girişimler de, adanın uluslararası büyük aktörlerin bölgesel stratejileri çerçevesinde kullanılması da her zaman ihtimal dahilinde olacaktır. Onun içindir ki çözüm, bu adada ve bölgede kalıcı barışın ve istikrarın sağlanmasının tek yoludur.”

 

 

Continue Reading