Connect with us

GÜNDEM

Letimbiotis: Ne yapıyorsak çıkarlarımızı koruma bilinciyle yapıyoruz

Published

on

Rum yönetiminin KKTC’nin emlak ve turizm sektörlerini çökertmeye yönelik eylemlerine karşılık KKTC Devleti’nin, Maraş’ta Kıbrıslı Türklerin satın aldığı otellere işletme izni vereceği açıklamasına Rum Sözcü’den “Biz ne yapıyorsak, çıkarlarımızı koruma bilinciyle yapıyoruz” karşılığı geldi.

Başbakan Ünal Üstel’in açıklamasını “Maraş Aracılığıyla Çıkış Yolu Arıyorlar” başlığıyla aktaran Fileleftheros Rum Sözcü Konstantinos Letimbiotis’in “gelişmeleri izlediklerini ve ellerinden gelen her şeyi yaptıklarını, her diplomatik eylemde bulunduklarını” söyledi, “Kıbrıs Cumhuriyeti olarak ne yapıyorsak cumhuriyetin çıkarlarını koruma bilinciyle yapıyoruz.” dediğini yazdı.

Alithia’ya göre Letimbiotis KKTC’ye günübirlik ziyaretlerine son vermeye Rum yönetiminin değil TUI’nin karar verdiğini öne sürdü “Hükümetimizin hedefi Kıbrıs Cumhuriyeti’nin çıkarlarını ve turizm ürünümüzü korumaktır” dedi.

Konstantinos Letimbiotis konaklama olsun ya da olmasın KKTC’ye gezilerin Rum yönetimi tarafından kabul edilemeyeceğini, arzu edilemeyeceğini, bunun da değişmez politikaları olduğunu söyledi. Rum yönetiminin TUI’den KKTC gezilerini yeniden başlatmasını isteyip isteyemeyeceği veya TUI’nin KKTC gezilerine yeniden başlamasının Rum yönetimi için sorun olup olmayacağı sorulduğunda “Bu, şirkete kalmış bir şeydir ve (yapılması halinde) doğru istikamette olmayacak bir şeydir.” dedi.

“RUM  YÖNETİMİ ŞU ANDA İKİ RANDEVUYA ODAKLI”

Rum yönetiminin şu anda dikkatini iki önemli randevuya: Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın da katılımıyla 29 Ağustos’ta Brüksel’de gerçekleşecek gayrıresmi AB Dışişleri Bakanları Konseyi (Gymnich) ve New York’ta yer alacak BM Genel Kurulu’na odakladığına dikkat çekildi.

Alithia “Fidan’ın Konsey’e Katılması Ankara’nın Tavrının Saptanması İçin Fırsat” başlıklı haberinde Rum yönetiminin Fidan’ın Gymnich toplantısına katılmasını Türkiye’nin, tavrını ve Avrupa süreciyle ilgili niyetini saptamak için bir fırsat gördüğünü ve “bütün senaryolara karşı hazırlıklı olduğunu” yazdı.

Habere göre Rum Sözcü Letimbiotis gazetecilerin, Rum tarafının Gymnich’te nasıl hareket edeceği sorusuna karşılık Dışişleri Bakanı Konstantinos Kombos’un ezeli Rum tezlerini öne çıkaracağını söyledi, pek çok durumda Avrupalı ortaklarının da aynı tezleri dile getirdiğini savundu.

Fidan’ın katılımının “Türkiye’nin, Avrupa sürecine ve almak niyetinde olduğu eylemlere yönelik gerçek tavrının ve niyetlerini saptama fırsatı olduğunu” savunan Letimbiotis Avrupa Konseyi’nin nisan kararlarının “Türkiye’nin Avrupa sürecini Kıbrıs sorunundaki gelişmelere bağladığını” iddia etti “Bu bağlantı açıktır ve kullanılabilir” dedi. Fidan’ın yer alacağı toplantıya bütün AB dışişleri bakanlarının da katılacağını ve onların da şahit olup kendi sonuçlarını çıkaracaklarını söyledi.

Kombos’un Avrupalı denkleri önünde Fidan’dan Rum yönetimini “Kıbrıs Cumhuriyeti” olarak tanımasını isteyip istemeyeceği de sorulan Letimbiotis Rum yönetiminin tezlerinin bugüne kadar nasıl ortaya konulduysa AB Dışişleri bakanları önünde de aynı şekilde ortaya konulacağını belirtti.

NİSANDA KURULAN KIBRIS SİYASİ  GRUBU DÜN İLK KEZ AKTİFLEŞTİRİLDİ”

Politis “Kıbrıs Sorunu Siyasi Grubu Aktifleştiriliyor… Ön Şartsız Görüşme” başlıklı haberinde Letimbiotis’in, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın, müzakerelere başlamadan önce uluslararası unsurun eşit egemenliği tanıması talebini yinelediği dünkü açıklamasını yorumlamasını isteyen RİK’e “Şartlara dayalı hiçbir görüşme olamaz” cevabını verdiğini yazdı.

Letimbiotis her müzakerecinin kendi görüş ve kaygılarını gündeme getirebileceğini, Rum tarafı olarak kendilerinin de “BM Genel Sekreteri’nin çabalarına yardımcı olma çabalarını aynı şekilde sürdüreceklerini” öne sürdü.

Gazete Rum tarafının, siyasi parti temsilcileri ve zaman zaman Kıbrıs sorunuyla meşgul olan kişilerden oluşturduğu Kıbrıs sorunu siyasi grubunun, Rum Müzakereci Menelaos Menelau’nun başkanlığında Rum Başkanlık Sarayı’nda düzenlenen toplantıyla dün ilk kez aktifleştirildiğini yazdı.

Habere göre dünkü toplantıda BM Genel Sekreteri’nin ve kişisel temsilcisinin yeni kapsamlı çaba için harcadığı çaba özelinde adımlar ve gelişmeler hakkında genel bir bilgilendirme yapıldı ve görüş alışverişinde bulunuldu

Alithia Panayotis Dimitriu, Kris Triandafillidis, Yorgos Kukumas, Yorgos Lukaidis, Hristiana  Erotokritu, Hrisis Pandelidis, Stavros Angelidis, Yorgos Yeorgiu, Menelaos Kiprianu, Yorgos Boyacis, Hristos Yosifidis ve Kiriakos Çimillis’ten oluşan Kıbrıs siyasi grubunun geçen nisan ayında kurulduğunu hatırlattı.

Gazete grubun ilk kez aktifleştirildiği dünkü toplantının, Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’in Gymnich’e katılacağının netleşmesi sonrasına denk geldiğine dikkat çekti.

“GAZİLER GEÇİDİ İÇİN HRİSTODULİDİS’TEN SÖZ ALDILAR”

Aynı gazete sözde “Piroi (Gaziler) Muhtarı” Yeorgia Yoannu’nun, “Gaziler bölgesinde geçit açılmasıyla ilgili perspektifler bulunduğunu ve olumlu görüşler kaydedildiği” görüşünde olduğunu yazdı.

Habere göre Yoannu dün sözde ihtiyar heyeti ile birlikte Gaziler geçidinin açılması ve Gaziler’deki Ayios Antipa Bizans kilisesinin restorasyonu taleplerini iletmek üzere Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis’le makamında görüştü. Görüşme sonrasında yaptığı açıklamada Hristodulidis’in, “Mia Milia (Haspolat) ile birlikte bundan sonraki adımın Piroi (Gaziler) geçidi olacağına söz verdiğini” söyleyen Yoannu UNESCO’nun da koruması altında olan Bizans kilisesini de restore etmeyi başarabileceklerinden iyimser olduğunu anlattı.

Yoannu, gazetecilerin “perspektif var mı” sorusuna “diğer taraf da bizimle birlikte yürüyor. Olgular, büyük bir hayır cevabı aldığımız eski zamana göre daha olumludur. Şu anda nihai cevapları alıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

GÜNDEM

Asgari ücret tepkisi: Emekçileri açlığa mahkum ediyorlar

Published

on

Basın Emekçileri Sendikası, açıklanan 37 bin 818 TL’lik asgari ücrete tepki göstererek, “Emekçileri açlığa mahkum ediyorlar” dedi.

Basın Emekçileri Sendikası, açıklanan 37 bin 818 TL’lik asgari ücretin emekçilerin temel ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak olduğunu belirtti.

Sendika tarafından yapılan açıklamada, belirlenen asgari ücretin artan hayat pahalılığı karşısında her geçen gün eridiği ve emekçileri açlık sınırının altında yaşamaya mahkûm ettiği ifade edildi. Açıklamada, gıda, barınma, ulaşım ve sağlık gibi temel ihtiyaçların sürekli artış gösterdiği bir ülkede bu ücretle yaşamanın imkânsız olduğu vurgulandı.

“ADALETSİZLİKLER DERİNLEŞİYOR”

Basın Emekçileri Sendikası, özel sektör çalışanlarının kamu emekçilerine kıyasla daha düşük ücretlere mahkûm edilmesini eleştirerek, bu durumun eşitsizlikleri derinleştirdiğini belirtti. Açıklamada, asgari ücretin en düşük kamu maaşına eşitlenmesinin şart olduğu ifade edildi.

Açıklamada, özel sektörde sendikasız çalışma düzenine dikkat çekilerek, örgütlenme özgürlüğünden mahrum bırakılan çalışanların kötü çalışma koşullarına mahkûm edildiği ve haklarını savunma imkânından yoksun kaldığı ifade edildi. Sendika, sendikasız işçi çalıştırma uygulamasının yasaklanması ve tüm çalışanlara örgütlenme özgürlüğü sağlanması gerektiğini vurguladı.

“ASGARİ ÜCRET, ONURLU BİR YAŞAM SAĞLAMALI”

Basın Emekçileri Sendikası, asgari ücretin yalnızca bir gelir değil, aynı zamanda emekçilerin onuru olduğunu belirtti. Açıklamada, “Bir devletin en temel görevi yurttaşlarına insanca yaşam koşulları sunmaktır. Asgari ücret, açlık ve yoksulluk sınırında değil, onurlu bir yaşam seviyesinde olmalıdır” denildi.

Sendika, tüm emekçi kesimlere çağrıda bulunarak, asgari ücretin insanca yaşamı mümkün kılacak bir seviyeye yükseltilmesi ve emekçilerin haklarının korunması için mücadeleyi büyütme kararlılığını dile getirdi.

Continue Reading

GÜNDEM

Asgari ücret belirlendi…

Published

on

Her zaman olduğu gibi sermayenin ölçüsüz bir şekilde yaptığı artışları/ zamları engelleyemeyenler asgari ücretliye gelince müdahale edip milim milim artış yaparak zaten olmayan alım güçlerini daha da dibe vurmalarına sebebiyet vermektedir….

Sosyal devlet yönetimleri alım gücü tamamen erimiş asgari ücretlilere değişik şekillerde çocuk yardımı gıda yardımı eğitim yardımı gibi birçok alanda katkı sağlama planlaması yapabilir…
Asgari ücretle çalışan insanlarımız iş yaşam koşullarında verimli olmak ve “ işinde kalabilmek “ için çok yoğun fiziki emek harcamaktadırlar.Bütün işler onların harcadığı emekleri sayesinde dönmektedir.
Emeğin en yüce değer olduğu boş bir laf değildir.Emekçi insanlara reva görülen 37 bin küsür maaşla geçinebilmeleri imkan dahilinde değildir .
Bu bulanık ortamda sermaye gelirini katlarken bütün işleri yapan bu emekçi insanların üzerinden para kazandıklarını unutmamalıdırlar
#İnsanı #yaşat ki #devlet #yaşasın sözü unutulmamalıdır….

Sosyal devlet olgusuyla yönetilen bir ortamda hükümetler her şeyi düşünmek zorundadır
Asgari ücretle çalışanlar üzerinden devlet aldığı katkıları minimize edebilir…
Bu bile asgari ücretliye yansırsa bir nebze rahatlayabilir…
Devlet birtürlü üstüne gidemediği bu ülkede milyon dolarlar kazanan çok sayıda şirket ve şahıslardan gelir toplayabilir…
Devletin yapması gereken gerçek servet sahiplerinden gelire göre vergi alabilmesinin yolunu açabilir….
Gelirlerini bu şekilde artırabilen devlet düşük maaşlı insanlara katkı sağlayarak refah düzeyini artırıp sosyal devlet olarak varlığını gösterebilir.
Bu çok önemli bir konudur
Aksi takdirde sermayeye hiç karışamayan devlet sadece yaşam savaşı veren insanlarımızın üstüne giden görüntüsüyle sosyal devlet olgusundan her gün biraz daha uzaklaşır
Devletin farkında olduğu ve çözmediği bu gidişat iradesi yüksek koltuk sevdası olmayan yöneticiler tarafından çok da kolay yapılabilir
Yeterki irade olsun…

Continue Reading

GÜNDEM

Tufan Erhürman: Çözüm, bu adada kalıcı barışın ve istikrarın sağlanmasının tek yoludur

Published

on

CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, “Çözüm, bu adada ve bölgede kalıcı barışın ve istikrarın sağlanmasının tek yoludur” açıklamasını yaptı.

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, Kıbrıs sorununa ilişkin olarak sosyal medya hesabı üzerinden bir açıklama yaptı.

CTP Lider Erhürman, “Bizim tarafta “çözümsüzlük çözümdür”ün ötesine geçemeyen, ortaya koyduğu politikalarla bizleri dünyadan her gün daha da uzaklaştıran bir zihniyet var. Güneyde ise “ben BMGK kararları çerçevesinde müzakereye hazırım” demesine karşın, kuzeyde, uluslararası toplumda ve hatta güneyin önemli bir kısmında dahi kimseyi buna inandıramayan, kimsede güven uyandırmayan bir zihniyet” dedi.

Erhürman, “Çözüme hazırız, çözümü zorlayacağız” diyen Sn. Hristodulidis, hem çözüm ihtimalini hem de adanın geleceğini riske atanan hamleleri art arda sıralıyor. Daha önce defalarca söylediğimiz gibi, bu çabanın sebebi belli ki Türkiye’ye karşı “büyük abiler”i arkasına alarak “güç dengesi” oluşturmak” ifadelerini kullandı.

CTP Genel Başkanı Erhürman, açıklamasının devamında ise şunları dile getirdi:

“Oysa o “büyük abiler”in devreye girdiği her ortamda arkada durmayacağı, öne geçeceği malum. Biz Kıbrıslı Türklerin özne olma pozisyonundan uzaklaştırılmasından şikayet ederken, Sn. Hristodulidis de bu hamleleriyle Kıbrıslı Rumları özne olma pozisyonundan uzaklaştırıyor aslında. Bundan daha önemlisi ise, “güç dengesi” oluşturma politikalarının bu adanın geleceğinde barışı riske atması.

Sn. Guterres’in çok taraflı görüşme çağrısının olduğu bu dönemde, “çözüm istiyorum” diyen Sn. Hristodulidis’in bu girişimleri kaçınılmaz olarak samimiyetinin ve güvenilirliğinin daha da fazla sorgulanmasına yol açmaktadır.

Esas mesele ise şudur: Çözüme ulaşılmadıkça, yani güvenlik, enerji, deniz yetki alanları, ticaret yolları gibi konularda bu adadaki iki eşit kurucu ortak siyasi eşitlik temelinde birlikte karar alma noktasına gelmedikçe, gerginliği tırmandıran bu tip girişimler de, adanın uluslararası büyük aktörlerin bölgesel stratejileri çerçevesinde kullanılması da her zaman ihtimal dahilinde olacaktır. Onun içindir ki çözüm, bu adada ve bölgede kalıcı barışın ve istikrarın sağlanmasının tek yoludur.”

 

 

Continue Reading