Connect with us

GÜNDEM

Ersin Tatar: Atak Diplomasi vizyonuyla çok daha güçlü bir KKTC hedefliyorum

Published

on

Cumhurbaşkanı ve bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Ersin Tatar, yeniden seçilmesi halinde Atak Diplomasi vizyonunu hayata geçireceğini belirterek, bu anlayışın yalnızca dış politikayla sınırlı olmadığını belirtti; “Atak Diplomasi, Kıbrıs Türk halkının ihtiyaç duyduğu; yaşam kalitesini, refahını ve güvenliğini artıracak her türlü alanda eser ve hizmetlerin gerçekleştirilmesine öncülük etmek demektir” ifadelerini kullandı.

  • “Halkımın iradesine sadakatle bağlı kalmak en büyük onur”
  • “Kıbrıslı Türkler kendi vatanlarının ve devletlerinin efendisidir. Bir başkasının iradesine, dışarıdan gelen dayatmalara asla boyun eğmezler”
  • “Halkıma güveniyorum; daha güçlü, özgür ve bağımsız bir KKTC için sandığa gidin”

Cumhurbaşkanı ve Bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Ersin Tatar, boş ve soyut vaatler yerine ülkeye kalıcı eserler ve somut hizmetler kazandırmak için yola çıktığını söyledi.

Yeniden seçilmesi halinde yeni dönemde “Atak Diplomasi” vizyonunu hayata geçireceğini belirten Tatar, bu vizyonun yalnızca dış politikayla sınırlı olmadığını; halkın refahı, güvenliği ve yaşam kalitesini artırmayı hedefleyen aktif, üretken ve girişimci bir dönemi ifade ettiğini kaydetti.

Yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde Türk Ajansı Kıbrıs’ın (TAK) sorularını yanıtlayan Tatar, halkın desteğiyle “öğretilmiş çaresizliği” aşarak “İki Devletli Çözüm” vizyonunu kararlılıkla ortaya koymaktan ve bu duruşu uluslararası platformlarda kayda geçirmekten gurur duyduğunu ifade etti.

“Bu toprakların insanlarıyla daima yan yana, iç içe oldum. Makamda oturmayı değil, halkın arasında olmayı tercih ettim” diyen Tatar, diğer adaylardan en büyük farkının halkla kurduğu samimi ve hakikatli ilişki olduğunu dile getirdi.

“İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM VİZYONUNDAKİ KARARLILIĞIMIZI ULUSLARARASI KAYITLARA GEÇİRDİK”

2020 yılında KKTC’nin 5’inci Cumhurbaşkanı seçilen Ersin Tatar, halkın çoğunluğunun oyuyla seçilmiş olmanın ve halkın iradesine sadakatle bağlı kalmanın kendisi için en büyük onur olduğunu vurguladı.

Tatar, beş yıllık görev süresinde en çok gurur duyduğu icraatın ise, halkın desteğiyle “öğretilmiş çaresizliği” aşarak “İki Devletli Çözüm” vizyonunu kararlılıkla ortaya koyarak, bu vizyondan asla geri adım atılmayacağının Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri ile Rum liderlerin önünde teyit edilip kayıtlara geçirilmesi olduğunu ifade etti.

KKTC’nin kendi resmî ismi ve bayrağıyla birlikte oy birliğiyle Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci üye olarak kabul edilmesini ve Avustralya’ya gerçekleştirdiği ziyareti de anlamlı ve gurur verici olarak nitelendiren Tatar, şu ifadelere yer verdi:

“180 milyona yaklaşan nüfusuyla Çin’den Doğu Avrupa’ya ve Akdeniz’e kadar uzanan geniş bir coğrafyada varlık gösteren Türk Devletleri Teşkilatı’na, kendi resmî ismimiz ve bayrağımızla birlikte oy birliğiyle gözlemci üye olarak kabul edilmemiz, bizim için büyük bir gurur kaynağıdır.
Öte yandan, önemli sayıda Kıbrıs Türkünün yaşadığı Avustralya’ya gerçekleştirdiğim ziyaret de benim için son derece önemliydi. İlk kez bir KKTC Cumhurbaşkanı’nın bu büyük kıta ülkesindeki vatandaşlarımızla bir araya gelmesi, en mutlu olduğum ve gurur duyduğum anlardan biridir.”

“KALICI ESERLER BIRAKMANIN MUTLULUĞUNU VE GURURUNU YAŞIYORUM”

Görev süresi boyunca kalıcı eserler bırakmanın mutluluğunu ve gururunu da yaşadığını belirten Tatar, yeni Cumhurbaşkanlığı binası, Cumhuriyet Meclisi ve Yüksek Mahkeme’nin de yer aldığı Cumhuriyet Yerleşkesi’nin hizmete açılmasının son derece önemli olduğunu vurguladı.

Tatar, içerisinde Milli Kütüphane ile spor ve sosyal tesislerin yer aldığı, adanın en büyük park alanının da en çok gurur duyduğu eserlerden biri olduğunu ifade etti.

Tatar, TEKNOFEST 2025 Lefkoşa etkinliğini ayrıca vurgulamak istediğini belirterek, 225 binden fazla kişinin katılımıyla gerçekleştirilen organizasyonun, KKTC tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir etkinlik olduğunu söyledi.

Bu süreçte kendisini en çok zorlayan konuyla ilgili soruyu da yanıtlayan Tatar, şunları kaydetti:

“Zorlanmaktan ziyade beni hayrete düşüren asıl konu, öğretilmiş çaresizlik içinde debelenen ve sadece Rum kesimine yarayan mevcut statükonun değişmesini, adadaki bu bozuk ve adaletsiz düzenin yıkılmasını reddeden CTP yönetimi ile adayının tutumudur”

“FEDERASYON DEFTERİNİN KAPANDIĞINI ER YA DA GEÇ AMA MUTLAKA ANLAYACAKLAR”

Değişen dünyaya ve küresel koşullara rağmen 70’li yılların Soğuk Savaş döneminden kalma, tüketilmiş federasyon modeline dogmatik biçimde bağlı kalınmasını anlamakta güçlük çektiğini ifade eden Tatar, şöyle devam etti:

“Ancak inanıyorum ki sonunda onlar da bu defterin artık kapandığını ve federasyon masalına kimsenin inanmadığını er ya da geç ama mutlaka anlayacaklardır. Hatta CTP’nin adayının son açıklamaları, bizim bulunduğumuz pozisyona giderek yaklaştıklarını gösteriyor. Nihayetinde aklın yolu birdir.”

KIBRIS MÜZAKERELERİ VE EGEMEN EŞİTLİĞE DAYALI “İKİ DEVLETLİ” VİZYON

Bu süreçte Kıbrıs müzakerelerinde izlediği yol haritasının ve Türkiye başta olmak üzere Türk Devletleri ile kurduğu ilişkilerin, KKTC’nin geleceği açısından büyük önem taşıdığını dile getiren Tatar, Kıbrıs Türk halkına yönelik haksız ve hukuksuz izolasyonların, halkın tüm iradesine rağmen devam ettiğine dikkat çekti.

“Bu zulüm kabul edilemez” diyen Tatar, 2017 yılına kadar sürdürülen federasyon temelli müzakere sürecinin resmen çöktüğünü ve o tarihten bu yana yeni bir resmi müzakere sürecinin başlamadığını ifade etti.

Vizyonunun temellerinin Başbakanlık dönemine dayandığını belirten Tatar, şöyle devam etti:

“Egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü temelinde iki devletin iş birliğine dayalı bir vizyonla seçime girdim ve halkımızın takdiriyle Cumhurbaşkanı oldum. Bu vizyonu uluslararası alanda resmileştirmek amacıyla temaslara başladım ve 2021’de BM Genel Sekreteri’nin ev sahipliğinde düzenlenen 5+BM gayriresmî zirvesinde bu vizyonu kayda geçirdim. Bu zirve, Kıbrıs müzakere tarihinin dönüm noktasıdır.”

Tatar, bu süreçte Türkiye’nin verdiği güçlü desteğin kendileri için her zaman güven ve güç kaynağı olduğunu vurgulayarak, BM Genel Sekreteri’nin Kişisel Temsilcisi Holguin’in raporunda, iki taraf arasında ortak bir zemin bulunmadığının tespit edilmesinin “anlamsız müzakere döneminin kapandığını ve federasyonun artık ortak bir çözüm zemini olmaktan çıktığını” gösterdiğini söyledi.

Muhalefetin federasyona “kutsal bir kitap” gibi sarılmaya devam ettiğini belirten Tatar, “Oysa gerçekler değişmiştir. Gelinen noktada, BM Genel Sekreteri Guterres üç kez 5+1 zirve düzenlemiş, bu zirvelerde tarafların siyasi pozisyonları farklı olsa da güven inşasına yönelik 10 başlıkta ilerleme sağlanmıştır” dedi.

Bu dönemde Rum liderle de defalarca bir araya geldiklerini, teknik düzeyde toplantıların ise haftalık olarak sürdüğünü belirten Tatar, “Kıbrıs adasında bir siyasi sorun vardır ancak iki halk ve iki devlet bu adada bir çözüm oluncaya kadar yan yana yaşamak zorundadır. Biz, Kıbrıs Türk tarafı olarak Rum muhataplarımızla iyi komşuluk ilişkileri içerisinde bir iş birliği kültürü geliştirmek istiyoruz. Kazan-kazan ilkesiyle de bu çalışmalarımızı ileriye götürmeye kararlıyız” ifadelerini kullandı.

“KKTC’NİN ANAYASAL ADIYLA TÜRK DEVLETLERİ TEŞKİLATI’NA GÖZLEMCİ ÜYE OLMASI TARİHİ BİR ADIM”

Tatar, KKTC’nin anayasal adıyla Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci üye olmasını da tarihi bir adım olarak nitelendirdi.

KKTC’nin daha önce İslam İşbirliği Teşkilatı ve Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’na gözlemci üye olduğunu hatırlatan Tatar, “Bu da benim için bir gurur vesilesidir” ifadelerini kullandı.

“Bu üyeliklerle devletimizin ismi ve bayrağı ilk kez uluslararası düzeyde tescil edilmiştir” diyen Tatar, bunun yalnızca Cumhurbaşkanlığı düzeyinde değil; Meclis, hükümet, kurumlar ve sivil toplumun da katılımıyla çok yönlü bir temsiliyet anlamına geldiğini ifade etti.

“BU BAŞARI HER KIBRIS TÜRKÜ İÇİN BİR GURUR KAYNAĞI OLMALIDIR”

Geçtiğimiz günlerde Azerbaycan’ın Gebele kentinde düzenlenen zirveye de katıldığını anımsatan Tatar, “Bayrağımız orada dalgalandı. Diğer devlet ve hükümet başkanlarıyla aynı protokolle misafir edildik ve katılımcılara seslenen konuşmamızı da yaptık. Bundan daha güzel bir şey olabilir mi?” diye konuştu.

Rum tarafının KKTC’yi her aşamada engellemeye çalıştığını hatırlatan Tatar, “Devletimiz adına sağladığımız bu açılım, içimizden muhalefet dahi olsa, kimi neden rahatsız eder?” sorusunu yöneltti.

Bu tarihi gelişmenin küçümsenmeye çalışılmasına tepki gösteren Tatar, “Bu başarı her Kıbrıs Türkü için bir gurur kaynağı olmalıdır” şeklinde konuştu.

SEÇİM KAMPANYASI VE “ATAK DİPLOMASİ” VİZYONU

Yeniden seçilmesi halinde “egemen eşitlik ve iki devletli çözüm” vizyonunu kararlılıkla sürdüreceğini vurgulayan Tatar, ikinci döneminde her alanda “Atak Diplomasi” anlayışını hayata geçireceğini söyledi.

Bu anlayışın yalnızca dış politikayla sınırlı olmadığını belirten Tatar, “Atak Diplomasi, Kıbrıs Türk halkının ihtiyaç duyduğu; yaşam kalitesini, refahını ve güvenliğini artıracak her türlü alanda eser ve hizmetlerin gerçekleştirilmesine öncülük etmek demektir” ifadelerini kullandı.

Seçilmesi halinde yeni dönemdeki önceliklerini de paylaşan Tatar, sağlıkta her ilçeye tam teşekküllü hastaneler kazandırmak, ülkeyi yeni yollarla baştan başa bağlamak, enerjide istikrar ve ucuzluğu sağlamak, sulamayı tarıma yaymak, fiber optik altyapıyı güçlendirerek teknolojik dönüşümü tamamlamak ve turizm ile yükseköğretimde kaliteyi artırmak olduğunu ifade etti.

Tatar ayrıca, KKTC ile Türk Devletleri Teşkilatı’na üye ülkeler arasında iş birliğini güçlendirmenin ve ticaret, turizm ile eğitim alanlarında ilişkileri artırmanın da yeni dönemin öncelikleri arasında yer aldığını kaydetti.

Tatar, en önemli hedeflerinden birinin de Kıbrıs’ta iki devletli çözüm temelinde Rum tarafıyla iş birliği ve diyaloğu geliştirmek olduğunu belirtti.

“KIBRIS’TA KALICI İSTİKRARIN SAĞLANMASI İÇİN “TEK YANLI VE STATÜKOYU KORUYAN ANLAYIŞTAN” VAZGEÇİLMESİ GEREKİYOR”

“Rumlar, silahlanmaya harcadıkları parayı iki halkın ortak projelerine ayırsalar, Kıbrıs’taki sorunlar çözüm yoluna girer” diyen Tatar, Kıbrıs’ta kalıcı istikrarın sağlanması için Rum yönetiminin “tek yanlı ve statükoyu koruyan anlayıştan” vazgeçmesi gerektiğini söyledi.

“MAKAMDA OTURMAYI DEĞİL, HALKIMIN YANINDA OLMAYI, ONLARIN DERDİYLE DERTLENMEYİ AMAÇ EDİNDİM”

Vatandaşların kendisine yeniden destek vermesi için en güçlü nedenin, halkla kurduğu samimi ve hakikatli ilişki olduğunu vurgulayan Tatar, şöyle devam etti:

“Kıbrıslı bir Türk olarak, doğduğum bu toprakların insanlarıyla daima yan yana, iç içe oldum. Cenazesinde acısını, düğününde sevincini paylaşmayı asli bir görev bildim. Makamda oturmayı değil, fırsat bulduğum her an halkımın yanında olmayı, onların derdiyle dertlenmeyi ve bu ülke için daha çok hizmet üretmeyi amaç edindim.

Cumhurbaşkanı olarak görevim boyunca hiçbir parti, siyasi görüş ya da köken ayrımı yapmadan herkesle konuştum ve yapabileceğim bir şey varsa bunu samimiyetle yapmaya gayret ettim. Dedemden, babamdan gelen bir terbiye içinde hoşgörünün ve mütevazılığın erdemine gönülden inandım. Kıbrıs’ın, bu toprakların bir evladıyım; bundan da büyük gurur duyuyorum.”

“SOYUT VAATLER DEĞİL, SOMUT HİZMET VE ESERLERLE ÜLKEYE DEĞER KATMAK İÇİN YOLA ÇIKTIM”

Soyut vaatler değil, somut hizmet ve eserlerle ülkeye değer katmak için yola çıktığını dile getiren Tatar, “Beş yıl içinde sağlık sistemi kökten yenilenecek, her belediyede yeni okullar açılacak. Elektrikte istikrar ve ucuzluk sağlanacak, süper hızlı fiber internet altyapısı evlere, okullara ve üniversitelere ulaşacak. Lefkoşa’da adanın en büyük parkı ve Milli Kütüphanesi tamamlanacak” dedi.

“Atak Diplomasi vizyonumuz budur; her alanda Kıbrıs Türk halkı için değişime, yenilenmeye, yeniliğe öncülük etmektir” diyen Tatar, diğer adaylardan farkının, vaat ettiği hedefleri özgüvenle halkına anlatabilmesi ve bunları hayata geçirme kararlılığı olduğunu söyledi.

SEÇMENE MESAJ: “ÇOCUKLARINIZIN GELECEĞİ İÇİN, DÜNYAYLA BÜTÜNLEŞMİŞ VE KENDİ AYAKLARI ÜZERİNDE DURAN BİR KKTC İÇİN OY KULLANIN”

Açıklamasının devamında seçmene seslenen Tatar, halkı çocuklarının geleceği için, daha güçlü, daha dünyayla bütünleşmiş ve kendi ayakları üzerinde duran bir KKTC için oy kullanmaya davet etti.

CTP yönetiminde ve adayında sıkça gözlemlediğim, öğrenilmiş çaresizliğe teslim olmuş bir anlayışın Kıbrıs Türk halkını ileriye götürmesi mümkün değildir” diyen Tatar, halkın kendi iradesiyle egemenlik, bağımsızlık ve özgürlük yolunda emin adımlarla ilerleyeceğine yürekten inandığını vurguladı.

“Kıbrıslı Türkler kendi vatanlarının ve devletlerinin efendisidir. Bir başkasının iradesine, dışarıdan gelen dayatmalara asla boyun eğmezler. Bizi Rum’un devletine yamalamaya çalışanlara bu fırsatı vermeyeceklerine inanıyorum” ifadelerini kullanan Tatar, sözlerini şöyle tamamladı:

“İçinde yaşamaktan mutluluk ve gurur duyduğum ülkemin bütün insanlarına, kadınlarına, öğretmenlerine, yaşlılarına, gençlerine, çalışanlarına, memurlarına, üreticilerine, engellilerine ve girişimcilerine tek vaadim; yarının bugünden çok daha parlak ve güçlü bir KKTC ile herkes için refah, özgürlük ve bağımsızlık getireceğidir. Yeter ki kendimize inanarak hep birlikte ortak geleceğimize yürüyelim.”

Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

GÜNDEM

59 araç trafikten men edildi!

Published

on

Ülke genelinde gerçekleştirilen trafik denetimlerinde 2 bin 311 sürücü kontrol edildi; 316’sı çeşitli trafik suçlarından rapor edilirken, 59 araç trafikten men edildi.

Trafik ekiplerinin dün ülke genelinde yaptığı denetimlerde 2 bin 311 araç sürücüsü kontrol edildi. Denetimlerde 16’sı alkollü olmak üzere 316 sürücü çeşitli trafik suçlarından rapor edilerek aleyhlerinde yasal işlem başlatıldı, 59 araç trafikten men edildi.

Polis basın bültenine göre, rapor edilen suçların dağılımı şöyle:

“62’si trafik ışıklarına uymamak, 53’ü yasal hız sınırı üzerinde süratli araç kullanmak, 49’u seyrüsefer ruhsatsız araç kullanmak, 16’sı alkollü içki tesiri altında araç kullanmak, 12’si sigortasız araç kullanmak, 12’si muayenesiz araç kullanmak, 10’u sürüş esnasında cep telefonu kullanmak, 9’u emniyet kemeri takmadan araç kullanmak, 6’sı kamu taşıma işletme izninde (T) belirtilen şartlara uymamak, 4’ü sürüş ehliyetsiz ve sigorta kapsamaksızın araç kullanmak, 1’i tehlikeli sürüş yapmak, 1’i koruyucu başlık takmadan motosiklet kullanmak ve 81’i diğer trafik suçları.”

Continue Reading

GÜNDEM

Rum Yönetimi Savunma Bakanı Palmas: Türkiye’nin “SAFE” programına katılmasına kesinlikle karşıyız

Published

on

Rum Yönetimi Savunma Bakanı Vasilis Palmas, Brüksel temaslarında Türkiye’nin SAFE programına katılımına net şekilde karşı olduklarını belirterek, Güney Kıbrıs’ın savunma imkanlarını güçlendirme planlarını paylaştı.

Rum Yönetimi Savunma Bakanı Vasilis Palmas’ın Brüksel’deki temaslarında Türkiye’nin “SAFE” (Avrupa Güvenlik Eylemi) programına katılımına net şekilde karşı olduğu mesajını verdiği bildirildi.

Fileleftheros gazetesine göre, Palmas görüştüğü Avrupa Savunma ve Uzay Komiseri Andrius Kubilius ve AB Yüksek Temsilcisi Kaya Kalas’a Türkiye’nin “SAFE” programına katılmasına Güney Kıbrıs’ın “kesinlikle karşı olduğunu” söyledi.

Gazetecilere yaptığı açıklamada Brüksel’deki temaslarını “çok önemli” bulduklarını kaydeden Palmas, muhataplarına Güney Kıbrıs’ın ocak ayında devralacağı AB Konseyi Dönem Başkanlığı’yla ilgili hazırlıklar hakkında bilgi verdiğini ve kendileriyle AB’nin güvenliğiyle ilgili konularda görüş alışverişinde bulunduğunu belirtti.

Palmas, AB üyesi bir devletin topraklarının bir kısmını “işgal altında” tutan veya AB ülkelerini “savaş yanlısı yaklaşımlarla tehdit eden” bir ülkenin finanse edilemeyeceğini iddia etti.

Habere göre, Palmas, Güney Kıbrıs’ın “SAFE” programından 5 yıllık bir süre için alacağı 1,2 milyon euroluk ödenekle savunma imkanlarını güçlendireceklerini ve önleyici gücü artıracaklarını söyledi.

Palmas, Güney Kıbrıs’ın barış yanlısı olduğunu ve halkını yalnızca Türkiye ile KKTC’den gelen “tehlikelerden” değil, bölgede oluşan tüm durumlardan korumakla yükümlü olduklarını ifade etti.

Continue Reading

GÜNDEM

Usta oyuncu Arif Erkin Güzelbeyoğlu hayatını kaybetti

Published

on

Türk televizyon dünyasının usta oyuncularından Arif Erkin Güzelbeyoğlu, 90 yaşında hayatını kaybetti.

“Yabancı Damat”ta Memik Dede rolüyle izleyici karşısına çıkan “Bizimkiler”, “Doksanlar” ve “Canım Ailem’, ‘Muhteşem Yüzyıl’ gibi popüler dizilerdeki performansıyla da hafızalara kazınan Arif Erkin Güzelbeyoğlu’nun bu sabah saatlerinde yaşamını yitirdiği bildirildi.

Vefat haberini oğlu Mehmet Güzelbeyoğlu duyurdu.

Güzelbeyoğlu’nun cenaze programına ilişkin henüz bilgi paylaşılmadı.

Arif Erkin Güzelbeyoğlu, bir ay önce 90. yaş gününü kutlamıştı.

Arif Erkin Güzelbeyoğlu kimdir?

Arif Erkin Güzelbeyoğlu, 11 Eylül 1935 tarihinde Gaziantep’te doğdu, Türk tiyatrosu, sineması ve müziğine önemli katkılar sağladı. Mimar, müzisyen, oyuncu ve bürokrat olarak kariyerine devam etti.

Sanat hayatına Gaziantep Lisesi’nde öğrenciyken Molière’in Hastalık Hastası adlı oyunundaki başrolle amatör olarak başladı. İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’ni bitirdikten sonra Devlet Opera ve Balesi’nin Opera Dershanesi’nde müzik eğitimi aldı ve İstanbul Radyosu’nda solist ve korist olarak görev yaptı. Tiyatro kariyerine Gülriz Sururi-Engin Cezzar Tiyatrosu’nda başladı, Haldun Taner’in Zilli Zarife ve Vatan Kurtaran Şaban gibi oyunlarının müziklerini yaptı. Dostlar Tiyatrosu’nun kuruluşunda yer aldı ve ilk beş yıl boyunca tüm oyunlarının müziklerini besteledi.

Sinema ve televizyon dünyasında da önemli projelerde yer aldı, İkinci Bahar dizisinde Zülfikar Ağa, Yabancı Damat dizisinde Memik Dede rolüyle tanındı.

Bürokratik kariyerinde İstanbul Belediyesi İmar Müdürlüğü’nde 30 yıl mimar olarak çalıştı, Beşiktaş Belediyesi’nde İmar Müdürü ve Teknik Başkan Yardımcılığı görevlerinde bulundu ve emekli oldu.

Müzik alanında da başarılı bir kariyere sahip oldu, birçok televizyon yapımının müziklerini besteledi. Umut, Karakolda Ayna Var, Gramafon Avrat, Bir Milyara Çocuk ve Bizimkiler gibi pek çok görsel yapımın müziklerine emek verdi. Umut filmi ile 1969 Adana Altın Koza Film Festivali’nde En İyi Müzik Ödülü’nü aldı.

Continue Reading