Connect with us

GÜNDEM

Cumhurbaşkanı Tatar: Mali Protokol’de yer alan projelerin hayat bulması önemli

Published

on

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türkiye ile Yunanistan arasındaki ilişkilerin iki ülkenin menfaatine yönelik gelişmeler sağlayabileceğini ancak Kıbrıs meselesinin bunların dışında olduğunu; Türkiye’nin Kıbrıs siyasetinde herhangi bir değişiklik olmadığını vurguladı.

Türkiye Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in “adada kalıcı ve adil bir çözüm için iki devletli dışında bir çözüm yolu olmadığı” söylemine dikkat çeken Tatar, yeni siyasete verilen tam desteğin Kıbrıs Türk halkı için çok değerli olduğunu kaydetti.

Tatar, dün “Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50. Yılı Paneli”nde konuşan Güler’in “iki devletli çözüm konusunda herhangi bir tereddüt kalmadı” ifadesine vurgu yaparak, Türkiye’nin garantörlüğünün yaşamsal önemi olduğunu belirtti.

Güler’in uluslararası camiaya adada çözüm odaklı şekilde, iki tarafa eşit davranması çağrısını hatırlatan Cumhurbaşkanı Tatar, yeni ve milli siyasetin güçlenmesi için çalışmalarına devam edeceklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türkiye ve Avusturalya temasları ile son gelişmeleri TAK muhabirine değerlendirdi.

– “Milli Savunma Üniversitesi’nde çok önemli mesajlar verildi”

Tatar, Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50. Yılı Paneli’nde yapılan konuşmalarda son Kıbrıs siyasetinin anlatıldığını ve önemli mesajlar verildiğini kaydetti.

İstanbul’dan önce gittiği, Sakarya’daki temasları hakkında da bilgiler veren Tatar, Sakarya Üniversitesi’nde kendisine fahri doktora unvanı verildiğini, KKTC ve Sakarya arasındaki münasebetleri geliştirmek üzere çeşitli iş insanlarıyla bir araya geldiğini anlattı. Sakarya’da gazilerle bir araya gelme şansı da elde ettiğini söyleyen Tatar, Barış Harekâtı’nın 50’nci yılında gazilerin KKTC’ye gelmek istediğini, bu yönde girişimleri olduğunu ifade etti.

– “Avusturalya ziyaretinin yankıları devam ediyor…Ziyaretimize ilişkin yazışmaların sürdüğü bilgisini aldık”

Avusturalya temaslarına da değinen Tatar, ziyaretin yankılarının devam ettiğini belirterek, özellikle bir bakanla görüşmesi üzerine Rum tarafının Avusturalya hükümetiyle yaptığı yazışmaların devam ettiği bilgisini aldığını belirtti. Avusturalya hükümetinin “kimsenin kendi toplumuyla görüşmesine engel olmayacağı” yönünde bir cevap verdiğini öğrendiğini söyleyen Tatar, bundan duyduğu memnuniyeti paylaştı.

Tatar, KKTC olarak Avusturalya’da resmi bir toplantı yapmadıklarını ancak ilk kez bir Cumhurbaşkanı’nın bu sıfatla oraya gidip halkıyla bir araya geldiğini ifade etti.

Avustralya eski Dışişleri Bakanı ve Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’nin Kıbrıs eski Özel Danışmanı Alexander Downer ile geçen günkü görüşmelerinde bu konuyu da konuştuklarını aktaran Tatar, Downer’ın Kıbrıs’taki görev süresince 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat için vize almak konusunda uğraştığını ama başaramadığını söylediğini aktardı. Tatar, Downer’in kendisini bir Cumhurbaşkanı olarak bunu başarmış olmasından dolayı tebrik ettiğini de söyledi.

Pandemi döneminden itibaren Avusturalya’daki Kıbrıslı Türklerle çevrim içi görüşmeler yaptığını ve o zamandan beri Kıbrıs Türklerinin Avustralya’ya göç edişlerinin 80’inci yıl etkinliklerine katılması için davet aldığını kaydeden Tatar, oradaki vatandaşlarla kucaklaşma fırsatı bulduğu için çok memnun olduğunu belirtti.

1940’lı yıllarda Avusturalya’ya ilk giden Türklerin Kıbrıslı Türkler olduğunu;
bu kişilerin Türkiye’den göç eden kişilere destek verdiğini kaydeden Tatar, zaman içerisinde Türk diasporasının oluşturulduğunu ve bazı Türklerin siyasette de yer aldığını belirtti.

– “Türkiye temsilciliklerinden hizmetlerini KKTC vatandaşlarına da sağlamasını talep ettik”

Tatar, Avusturalya’da KKTC temsilciliğinin olmadığını ve şu anda tahmini 60 bin civarında olan vatandaşların bazı mağduriyetler yaşadığını dile getirerek, Türkiye elçiliklerinden bir protokolle hizmetlerin Kıbrıslı Türklere de verilmesi yönünde talepte bulunduğunu kaydetti.

Cumhurbaşkanı Tatar, Avustralya’da verilen en güçlü mesajın, “nerede olursa olsun Kıbrıslı Türklerin kendi değerlerini, kültürlerini kaybetmediği, her zaman tek yürek olarak KKTC’nin güçlenmesi için çalışıldığı” mesajı olduğunun altını çizdi.

– “Holguin’in görev süresine ilişkin pozisyonumuz aynı… Ortak zemin yok”

Ülkedeki son gelişmeleri de değerlendiren ve Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’nin Kıbrıs konusundaki Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin Cuellar’ın görev süresinin uzatılmasına ilişkin açıklamalarda bulunan Tatar, bu konuda pozisyonlarının aynı olduğunu kaydetti.

Holguin’in görev tanımının “görüşme süreci için ortak bir zemin olup olmadığını araştırmak” olduğunu hatırlatan Tatar, bu görev tanımının dışına çıkılmaya çalışıldığı izleniminde olduklarını belirterek, şunları söyledi:

“Diğer taraftan ‘görev süresinin uzatılmasını bekliyoruz’ şeklinde açıklamalar yapılıyor. Ortak zemin yoksa neyi uzatacaklar? Egemen eşitliğimiz ve eşit uluslararası statümüz kabul edilmeden müzakerelere geçmeyeceğiz. Bu pozisyon aynen devam ediyor.”

Holguin’e adaya geldiğinde siyasetlerini, Kıbrıs Türk halkının ayrı bir halk olduğunu, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin eşit kurucu ortağı olarak Rumlar kadar devlet tecrübesine sahip olduğunu, Kıbrıs Cumhuriyeti’nden 3 yıl sonra dışlandıktan sonra kendi imkanlarıyla bugün bu aşamaya kadar geldiğini anlattıklarını ifade eden Tatar, Kıbrıslı Türklere yapılan haksızlıklara karşı doğrudan uçuş, ticaret ve temas taleplerini hatırlattı.

 

Tatar, “Biz devlet sahibi bir halkız. Bu halkın arkasında buradan elimi uzatsam tutacağım bir Türkiye Cumhuriyeti var. Onun arkasında da Türk Dünyası var. Bizi öyle görsünler, öyle küçük bir cemaat görüp, bizi ezip, dayatma bir çözüme zorlayacaklarını hiç düşünmesinler.” dedi.

– “Pazartesi günü siyasi partileri Meclis’te bilgilendireceğim”

Bir soru üzerine, pazartesi günü başkanlığında yapılacak Cumhuriyet Meclisi oturumu hakkında da konuşan Tatar, talep üzerine siyasi partileri son gelişmeler hakkında bilgilendireceğini kaydetti.

Her zaman siyasi partilere bilgi vermeye çalıştığını, hiçbir “gizli saklısı” olmadığını belirten Tatar, Cenevre’deki müzakere süreciyle ilgili olarak bu konuda daha önce aldığı eleştirilerin doğru olmadığını söyledi.

– “Atlı merasim birliği diye bir şey söz konusu değil… Bunlar yıpratma çabaları”

Dün bir haber sitesinde yer alan Cumhurbaşkanlığı’nda atlı merasim birliğinin kurulacağı yönündeki iddialara ilgili olarak ise Cumhurbaşkanı Tatar, “böyle bir şeyin söz konusu olmadığını, Cumhurbaşkanlığının bilgisine gelir gelmez de olmadığı yönünde açıklama yapıldığını” kaydetti.

Açıklamalarına  rağmen, bazı milletvekillerinin bu konuyu devam ettirme çabalarını anlamsız bulduğunu belirten Tatar, böyle bir konunun hiçbir zaman gündemlerinde olmadığını da söyledi.

Kaynağının da açıklanmadığı böyle iddiaları “yıpratma çabaları” olarak değerlendiren Tatar, gerçeklerin günün sonunda her zaman ortaya çıktığını ifade etti.

– “Mali Protokol’de yer alan projelerin hayat bulması önemli”

Cumhurbaşkanı Tatar, bugün imzalanan “2024 Yılı TC ile KKTC Hükümeti Arasında İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması”nın hayırlı olmasını da diledi.

Protokolün hazırlanması konusunda çok sayıda insanın emeği olduğunu kaydeden Tatar, protokolde yer alan projelerin hayata geçirileceği oranda ekonomiye katkıda bulunulacağını belirtti.

Pandemi, Rusya-Ukrayna savaşı, 6 Şubat Depremi gibi etkenlerden dolayı ekonomin zor bir süreçten geçtiğini ve bu unsurların ekonomi üzerindeki etkilerinin devam ettiğini söyleyen Tatar, tüm bunlara rağmen KKTC’nin ekonomisini iyi yönetebildiğini ve devletin mükellefiyetlerini yerine getirebildiğini ifade etti.

Ülkede başta turizm alanındakiler olmak üzere yatırımların da devam ettiğini dile getiren Tatar, gelecek süreçte tüm sıkıntılara rağmen KKTC’nin ekonomik ve sosyal refahının artacağına inandığını belirtti.

Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

GÜNDEM

“EĞİTİMDE YAŞADIKLARIMIZIN SORUMLUSU MEVCUT BAŞBAKANDIR, UBP DEĞİL”

Published

on

Ulusal Birlik Partisi Genel Başkan Adayı Hasan Taçoy, devlet okullarının açılmasının bir hafta ertelenmesinin tek sorumlusunun mevcut başbakan Üstel olduğunun altını çizerek, konunun Ulusal Birlik Partisi’ne mal edilemeyeceğini vurguladı.
Taçoy, “yeni eğitim dönemine başlanmasının ani bir kararla ertelenmesi ancak ve ancak Başbakan koltuğunda oturan sayın Üstel’in beceriksizliği ile açıklanabilir” dedi.
Ulusal Birlik Partisi Genel Başkan Adayı Hasan Taçoy, devlet okullarının açılmasının bir hafta ertelenmesine ilişkin yazılı açıklamada bulundu.
Açıklamasının başında “Ülkemiz anayasasına göre yürütmenin başında Başbakan vardır” hatırlatmasında bulunan Taçoy, “Devletimizin tüm kurumlarının işleyişinden ülkenin sorunlarına çözüm üretilmesine kadar her konudan hem yetkili hem de sorumludur” dedi.
“BİZLERİ ŞAŞIRTMAMIŞ VE BİR KEZ DAHA SINIFTA KALMIŞTIR”
Devlet okullarının ne zaman açılacağı belliyken ve özel okullar eğitime başlamışken, devlet okullarının yeni eğitim dönemine başlamasının ani bir kararla ertelenmesinin ancak ve ancak Başbakan koltuğunda oturan Üstel’in beceriksizliği ile açıklanabilir olduğunun altını çizen Taçoy, “Hemen her önemli konuda olduğu gibi eğitimde de sayın Üstel ne yazık ki bizleri şaşırtmamış ve bir kez daha sınıfta kalmıştır” ifadesini kullandı.
“Basına da yansıyan değerlendirmeler sırf kurultay nedeniyle sayın Üstel’in koca bir eğitim yılını erteleyebildiğini ortaya koymaktadır” diyen Taçoy şöyle devam etti:
“Eğer bunlar doğru ise sayın Üstel koltuğunu koruyabilmek uğruna on binlerce çocuğumuzun geleceğiyle oynayabilmiş demektir.
Kulağımıza gelenler, daha doğrusu artık ayyuka çıkmış bir şekilde konuşulanlar, eğitimin sokulduğu kaosun değil bir haftada, bir ayda bile düzeltilemez boyutta olduğu şeklindedir.”

“HİÇ KİMSE FIRSAT BU FIRSAT DİYEREK PARTİMİZE HAK ETMEDİĞİ BİR SUÇLAMA YAPAMAZ”
Hasan Taçoy, yaşanan rezaletin sorumlusunun UBP ve UBP’nin vatansever üyelerinin olmadığının altını çizerek, “Hiç kimse fırsat bu fırsattır diyerek partimize hak etmediği bir suçlama yapamaz. Bu beceriksizliğin tek sorumlusu çok sevdiği koltuğunu bir türlü hak ettiği gibi dolduramayan sayın Başbakandır” dedi.
Taçoy açıklamasını “Son dönemde yapılan her idari yanlışın UBP kurultayına bağlanmasına yol açan sayın Üstel, inanıyorum ki UBP’li kardeşlerim tarafından bizzat değiştirilecektir” şeklinde tamamladı.

Continue Reading

GÜNDEM

Erhan Arıklı: Hız tespit kamerasına yakalananın cezası anında cep telefonuna gönderilecek

Published

on

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, hız tespit kameralarının yenileneceğini ve yasal hız sınırını ihlal edenlerin yeni kameralara yakalandığı anda cep telefonuna cezasının gönderileceğini açıkladı.

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, Türk Ajansı Kıbrıs (TAK) muhabirine açıklamalarda bulundu.

Türkiye savunma sanayine bağlı bir kuruluş olan Radarsan’ın mevcut kameraların yerlerine yerleştirilecek 150 kamerayı şu anda ürettiğini ve gerekirse rakamın 300’e kadar çıkarılabileceğini anlatan Arıklı, aynı yazılıma bağlı olarak ağır yük taşıyan kamyon ve tırları tespit edecek elektronik kantar sistemini de uygulamaya koyacaklarını bildirdi.

Sonuna yaklaşılan iki harfli ve üç rakamlı plakaların yerine geçecek yeni plaka meselesine de değinen Arıklı, “AA 001A” veya “001 AA” olmak üzere iki alternatif üzerinde durulduğunu açıkladı, iki alternatifi de Bakanlar Kurulu’na sunarak biri üzerinde karar vereceklerini söyledi.

Yol projelerinden de bahseden Arıklı, Kuzey Çevre Yolu projesi ve akıllı kavşak projeleri ile Lefkoşa trafiğinin büyük ölçüde rahatlayacağını vurguladı.

Arıklı, elektronik kantar sisteminin de hayata geçeceğini belirterek, yasal limitin üzerinde ağır yük taşıyan kamyon ve tırların elektronik kantarla tespit edileceğini belirtti.

PLAKALARDA YENİ DÖNEM…

Araç plakalarında iki harflilerin bir ay gibi sürede biteceğini belirten Arıklı, yeni plaka uygulaması alternatiflerini aktardı.

Plakalarda üç harfe geçişle ilgili Bakanlar Kurulu’na önerge götürdüğünü ancak Rum plakaları ile karıştırılabilecek olması nedeniyle kabul edilmediğini belirten Arıklı, Sigortacılar Birliği’nin de üç harfli plakaya geçişle ilgili endişelerini kendisine aktardığını kaydetti.

Güney Kıbrıs’ta plakası ‘AAA’ olan 40 civarında aracın hala kullanıldığını belirten Arıklı, “Yeni bir karar ürettik, bunu da Bakanlar Kurulu’na götüreceğiz. Buna göre, yeni plakalar ya üçüncü harf rakamın sonunda yani ‘AA 001A’ olacak şekilde ya da rakamlar başta harfler sonda yani ‘001 AA’ olacak şekilde iki alternatif öngördük.” dedi. Arıklı, plakalarda yeni döneme bir ay içerisinde geçileceğini tahmin ettiğini de ekledi.

“FİBER İNTERNET İÇİN YIL SONUNA KADAR İHALEYE ÇIKILACAK”

Bakan Erhan Arıklı, “evden eve fiber” projesini çok önemsediğini belirterek, yıl sonuna kadar bu konuda ihaleye çıkmayı planladıklarını aktardı.

Fiberle ilgili bir paydaşları bir araya getirip bir konsorsiyum kurduklarını belirten Arıklı, “‘Konsorsiyuma giren bütün firmalar, Telefon Dairesi de dahil, bir araya gelsinler ve bu konuda iş birliği yapsınlar’ dedik. Bununla ilgili de geçen hafta Bakanlar Kurulu’ndan ilgili kararı çıkardık. Çok kısa bir süre içerisinde Özelleştirme Komitesi de toplanacak bu konuda rapor hazırlayacak. Yıl sonuna kadar fiberle ilgili gereken adımı atmış olacağız. Evden eve fiber projesi bizim için çok önemli bir proje. Şayet bilişim adası diyorsak, üniversite adası diyorsak, bu konuda çağı yakalamamız gerekiyor. Artık bakır tellerle iletişim kurma devri geçti.” diye konuştu.

Ülkenin çağdaş ülkelerde olduğu gibi bir fiber ağa bağlanması gerektiğini söyleyen Arıklı, bunun yaklaşık 30 milyon dolarlık maliyetini paydaşların karşılayacağını da kaydetti.

“GİRNE VE GAZİMAĞUSA LİMANLARININ DURUMU İÇLER ACISI”

Limanlar konusuna da değinen Arıklı, “Ben iş başına geldiğimde Türkiye Cumhuriyeti Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ve Denizcilik Genel Müdürlüğü’nden uzmanlar istedim. Bu uzmanlar geldi, hem Girne Limanı’nı hem de Gazimağusa Limanı’nı inceledi ve bize bir rapor sundu. Bu rapora göre, Girne Limanı’nın mendireğinin altının oyulduğunu, fırtınalı bir havada bu mendireğin yıkılabileceğini ve Girne Limanı’nın işlevini yitireceğini, tamirinin de çok uzun süreceğini söylediler. Gazimağusa Limanı’nda da yapılan teknik incelemede, limanın rıhtımının çöktüğünü, limanın bir buçuk, iki yıllık ömrünün kaldığını söylediler. Çok acil tedbir alınması, yatırım yapılması gerektiğini söylediler.” ifadelerini kullandı.

Arıklı konuşmasını, “Bu iki limanımız ve Gemikonağı Limanımızın özelleştirilmesiyle ilgili 2001 yılında alınmış bir karar var. 23 yıldır sürekli ötelemişiz ve bu konuda adım atmamışız… Özelleştirme kararı aldığımız için bunlara yatırım yapma yönünde de bütçeye para koymamışız. Nasıl olsa özelleşecek demişiz…” diye sürdürdü.

Girne ve Gazimağusa limanlarının durumunun “içler acısı” olduğunu ifade eden Arıklı, bunlar için çok hızlı adımlar atılması gerektiğini vurguladı ve “elleçleme” sorunundan bahsetti.

Elleçleme için ihaleye çıkılması gerektiğini ancak ihalede “10 yıl şartı” koşulduğunu aktaran Arıklı, “Elleçleme ihalesi adeta limanın özelleştirilmesinin önüne geçti.” dedi.

Arıklı, “Şimdi siz limanları özelleştireceksiniz. Özelleşen limanların en önemli gelir kaynağı elleçleme dediğimiz liman hizmetlerini ayırıp başkasına verirseniz, o zaman limanı özelleştiremezsiniz ki… Kim girer? En önemli gelir kaynağını dışarıda tutacaksınız… Bu, ‘limanı özelleştirmeyelim’ demektir. Bu konuyu önümüzdeki günlerde Bakanlar Kurulu’nda konuşacağız ve bir ara yol bulacağız diye düşünüyorum. Ama iki limanımızın da durumunun çok vahim olduğunu buradan kamuoyunun bilgisine getirmek durumundayım.” ifadelerini kullandı.

YOL ÇALIŞMALARI…

Ülkedeki yol projelerine ilişkin de konuşan Bakan Arıklı, ilk olarak “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde şu anda yaklaşık bin 149 kilometrelik yol ağımız var. Bunun 181 kilometresi bölünmüş yoldur, 338 kilometresi gidiş-dönüş yoldur, gerisi de üçüncü sınıf yoldur.” bilgisini aktardı.

Türkiye’den iki büyük firmanın doğu ve batı yollarını yaptıklarını söyleyen Arıklı, “Bunun dışındaki bazı yolları da kendi imkanlarımızla, yerel bütçeyle yapıyoruz.” dedi.

Girne-Alsancak yoluna ciddi bir kaynak ayrıldığını ve bitmek üzere olduğunu aktaran Arıklı, bunun tamamlanmasının ardından Çatalköy-Girne yoluna başlayacaklarını söyledi ve Başbakan Ünal Üstel’in bu projelere gösterdiği ilgiden bahsetti. Arıklı, “Sayın Başbakanın özel ilgisi ve şartları zorlaması neticesinde Girne-Alsancak yolunu şu anda bitirmek üzereyiz. Sayın Başbakan sağ olsun, gereken titizliği göstermese o yolu yapamazdık. Hemen arkasından Çatalköy-Girne yoluna başlayacağız. Bununla ilgili de Sayın Başbakanın özel ilgisi var. Çünkü Girne doğu ve batı yolları çok ciddi bir işkence haline dönüştü.” diye konuştu.

Geçen hafta Türkiye Cumhuriyeti Ulaştırma ve Altyapı Bakanı’nın da katılımıyla Kuzey Çevre Yolu projesi ile ilgili yapılan törene işaret eden Arıklı, “Burada yaklaşık 32 civarında istimlak sorunu vardı. Bu istimlak sorununun kaynağını Türkiye Cumhuriyeti bize verdi, sorunu çözdük. En geç Nisan ayına kadar bu proje bitmiş olacak ve özellikle Gönyeli Çemberi olmak üzere trafiğimizi çok rahatlatacak.” ifadelerini kullandı.

Gönyeli Alpet kavşağından Haspolat’a kadar beş tane akıllı kavşak projesini de yapacaklarını belirten Arıklı, bu şekilde Lefkoşa trafiğini büyük ölçüde rahatlatacaklarını da sözlerine ekledi.

Dağyolu – Dipkarpaz Manastırı yoluna ilişkin projede karşılarına “istimlak, askeri birlik ve isale hatları” sorunlarının çıktığını aktaran Arıklı, “Bu üçü de çok büyük problem. Sonunda mevcut yolu biraz genişletmeye, iyileştirmeye karar verdik.”dedi

HIZ TESPİT KAMERALARI YENİLENECEK

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, Türkiye Cumhuriyeti ile imzalanan uluslararası bir anlaşma gereği mevcut hız tespit kameralarının daha modern kameralarla değiştirileceğini bildirdi.

Şu anda ülkede 112 hız tespit kamerası olduğunu aktararak, Türkiye savunma sanayine bağlı bir kuruluş olan Radarsan’ın mevcut kameraların yerlerine yerleştirilecek 150 kamerayı şu anda ürettiğini, gerekirse de rakamın 300’e kadar çıkarılabileceğini belirten Arıklı, “Biz şimdi kamera cezalarını tebliğ etmekte de tahsil etmekte de büyük sıkıntı yaşıyoruz. Oysa dünya bunu çok rahat halletmiş. Hızı ihlal eden kişi kameraya yakalandığı anda cep telefonuna ceza gidecek. Mesaj hem kişinin cep telefonuna hem de havaalanı ile sınır kapılarına gidecek.” diye konuştu. Arıklı, bu uygulamaya ilişkin e-Tebliğ Yasası üzerinde çalışıldığını da aktardı.

Aynı yazılıma bağlı olarak ağır yük taşıyan kamyon ve tırları tespit edecek elektronik kantar sistemini de uygulamaya koyacaklarını bildiren Arıklı, 40 ton yük taşıyan bir aracın yola verdiği zararın 6 bin aracın geçmesine denk geldiğini de belirterek, yasal limitin üzerinde ağır yük taşıyan kamyon ve tırların elektronik kantarla tespit edilip ceza yazılabileceğini kaydetti.

Continue Reading

GÜNDEM

İsrail basını: Netanyahu Lübnan cephesindeki saldırıları genişletecek

Published

on

İsrail basını, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun, kuzeyde Lübnan cephesindeki askeri saldırıları genişletme kararı aldığını iddia etti.

İsrail basını, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun, kuzeyde Lübnan cephesindeki askeri saldırıları genişletme kararı aldığını bildirdi.

Kanal 13’ün internet sitesindeki haberine göre Netanyahu, 12 Eylül’de, kuzey cephesindeki gerilimi görüşmek üzere düzenlenen stratejik bir toplantıya katıldı. Netanyahu, burada, İsrail’in “kuzey cephesinde geniş kapsamlı ve güçlü bir operasyon yapma niyetinde olduğunu” ifade etti.

Kanal, kimliğini açıklamadığı Netanyahu’ya yakın üst düzey bir yetkiliden alıntı yaparak, kuzey cephesindeki bu saldırılar için henüz kesin bir tarih belirlenmediğini, ancak yakın bir gelecekte bu adımın atılmasının planlandığını aktardı.

İsrail Güvenlik Kabinesi’nin bu hafta kuzey cephesindeki gerilimi ele alması bekleniyor. Kanal, kimlikleri açıklanmayan bazı İsrailli güvenlik yetkililerinin, kuzey cephesindeki saldırıları genişletmenin aynı zamanda Gazze’deki askeri varlığın azaltılmasını gerektireceğini vurguladığını da bildirdi.

İsrail’in Lübnan’ın kuzeyine düzenlediği son hava saldırısında 3’ü çocuk 4 kişi yaralandı.

Söz konusu yetkililer, İsrail’in kuzeyindeki mevcut durumu değiştirme girişimlerinin “geniş çaplı bir savaşa yol açabileceği” konusunda Netanyahu’ya uyarıda bulundu.

‘İSRAİL SAVAŞ AÇARSA KARŞILIK VERİRİZ’

Hizbullah Genel Sekreter Yardımcısı Naim Kasım, İsrail’e savaş açmayı planlamadıklarını ancak İsrail’in açması durumunda buna karşılık vereceklerini belirtti.

Lübnan haber ajansı NNA’ya göre Kasım, başkent Beyrut’ta düzenlenen bir törende yaptığı konuşmada, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun, kuzey cephesindeki saldırıları genişletme kararına ilişkin değerlendirmede bulundu.

Netanyahu’nun savaş tehdidinden korkmadıklarını ve bu tehdidin kendilerini Gazze’ye destek vermekten de alıkoymayacağını dile getiren Kasım şöyle devam etti:

“Savaş açma planımız yok çünkü bunun bir faydası olacağını düşünmüyoruz ama İsrail savaş açarsa buna savaşla karşılık veririz ve kayıplar bizim için de onlar için de çok büyük olur. İsrailliler, kuzeydeki bir savaşın, bölgede evlerini terk eden 100 bin kişiyi geri getireceğini zannediyorsa şimdiden söyleyelim, yüzbinlerce kişinin daha uzun vadeli göçüne hazır olsunlar. Kuzeydekilerin evlerine dönmesinin, Gazze savaşının sona ermesinden başka yolu yok.”

Kasım, Gazze savaşı devam ettiği sürece Lübnan cephesinde de saldırıların süreceğini, İsrail’in saldırılarının artması ve özellikle de sivillerin hedef alınması durumunda saldırıların da artacağını kaydetti.

Kanal 13 televizyonunun internet sitesindeki haberinde, Netanyahu’nun, 12 Eylül’de, kuzey cephesindeki gerilimi görüşmek üzere düzenlenen stratejik bir toplantıda, İsrail’in “kuzey cephesinde geniş kapsamlı ve güçlü bir operasyon yapma niyetinde olduğunu” ifade ettiği iddia edilmişti.

Continue Reading