Connect with us

GÜNDEM

Bilim insanları 1300 galakside uzaylıların işaretini aradı

Published

on

Bilim insanları ilk kez Samanyolu’ndan çok uzaktaki galaksilerde düşük frekanslara odaklanarak uzaylı yaşamı aradı.

Dünya Dışı Akıllı Yaşam Araştırması anlamına gelen SETI (Search for Extra-Terrestrial Intelligence) projesi yıllardır uzaylıları arasa da genellikle Samanyolu Galaksisi’nin ötesine pek bakmıyor.

Bu çalışmalarda başka gezegenlerden gelen yapay sinyaller aranıyor. Tekno imza denen sinyaller, mevcut veya eskiden var olan gelişmiş uygarlıkların işareti kabul ediliyor.

SETI Enstitüsü ve Avustralya’daki Curtin Üniversitesi’nden araştırmacılar, önceki çabalardan daha düşük radyo frekanslarında ve çok uzak galaksilerde bu işaretleri aradı.

Ekip, Dünya’daki pek çok verici düşük frekansta radyo sinyali yaydığı için 100 MHz’lik frekanslara odaklandı.

Bunun için Batı Avustralya’daki Murchison Geniş Alan Dizisi teleskobundan yararlanan ekip, 2 bin 880 galaksiyi aynı anda gözlemleyebildi.

Fakat sadece 1317’sinin uzaklığı daha önce net bir şekilde hesaplandığından çalışmalarını bunlara odakladılar. Galaksilerin uzaklığını bilmek, sinyalleri gönderen vericilerin gücüne dair fikir veriyor.

Henüz hiçbir tekno imza tespit edilmedi. Ancak düşük frekanstaki arama çalışmalarına devam etmeyi planlayan ekip, bu çalışmaların gelişmiş yaşama ev sahipliği yapma potansiyeli taşıyan galaksileri sınırlandırmaya yaradığını belirtiyor.

The Astrophysical Journal adlı hakemli dergide 26 Ağustos’ta yayımlanan çalışmada belirli türden tekno imzalar arandı. Tekno imzalar, radyo sinyali olabileceği gibi lazer sinyali ve hatta atmosferdeki yapay kirlilik de olabilir.

Fakat bu işaretler epey uzaktan geleceğinden, Dünya’dan saptanmaları için çok güçlü olmaları gerekiyor.

Sovyet astrofizikçi Nikolay Kardaşev, sinyalin şiddetine bakarak gelişmiş bir uygarlığın ne kadar enerji kullandığını anlamaya yarayan bir ölçüt oluşturmuştu.

1964’te tasarlanan Kardaşev ölçeğine göre çok uzaktaki bir galaksiden gelen sinyalin tespit edilmesi için, gezegenin bir veya daha fazla yıldızın enerjisini kullanması gerekiyor. Bu da Dünya’dakinden çok daha gelişmiş uygarlıklar anlamına geliyor.

Yeni çalışmada bu türden güçlü sinyaller arayan ekibin başarıya ulaşamaması, bu seviyedeki uygarlık sayısının çok az olduğuna işaret edebilir.

Ayrıca Dünya’da bunları saptayacak seviyede teknolojilerin henüz geliştirilmediğini de söylemek mümkün.

Fakat yeni çalışma akıllı yaşam arayışında önemli bir adıma işaret ediyor. Bilim insanları düşük radyo frekanslarında beklenmedik şeyler bulunabileceğini belirtiyor.

Makalenin yazarlarından Dr. Chenoa Tremblay, çalışmaların epey zaman aldığını söylese de “Aramazsak hiçbir şey bulamayız” diye ekliyor:

“Bu bizim dışarıdaki galaksilere yönelik ilk araştırmamızdı. Bu süreçte öğrendiklerimizden yola çıkarak gelecekte de bu çalışmayı sürdürmek istiyoruz.”

Evrende 2 trilyon galaksi olduğuna dair hesaplamalar göz önüne alınırsa, akıllı yaşama ev sahipliği yapan tek gezegenin Dünya olması ihtimali, olmama ihtimalinden çok daha düşük görünüyor.

Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

GÜNDEM

BM Sözcüsü Dujarris: Kıbrıs’taki taraflar, 15 Ekim’de BM’de bir araya gelecek

Published

on

Birleşmiş Milletler (BM), Kıbrıs’taki tarafların 15 Ekim’de bir araya geleceğini bildirdi.

BM Sözcüsü Stephane Dujarric, dün günlük basın toplantısında bir soru üzerine konuya ilişkin açıklama yaptı.

Dujarric, tarafların katılacağı “gayriresmî akşam yemeğinin” 15 Ekim’de gerçekleşeceğini kaydetti.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) lideri Nikos Hristodulidis’i ekim ayında gayri resmî istişarelere davet ettiği bildirilmişti.

İki tarafın da daveti kabul ettiği, görüşmelerin New York’ta gerçekleşeceği aktarılmıştı.

Continue Reading

GÜNDEM

Dinozorları yok eden asteroit yalnız değilmiş

Published

on

Bilim insanları, 66 milyon yıl önce Dünya’ya çarpıp dinozorların yok olmasına neden olan dev asteroitin yalnız olmadığını ortaya koydu.

Araştırmalara göre, aynı dönemde Batı Afrika açıklarına düşen ikinci, daha küçük bir gök cismi büyük bir krater oluşturdu.

Bu çarpışma, bilim insanlarının tahminlerine göre, Atlantik Okyanusu’nda en az 800 metre yüksekliğinde bir tsunaminin meydana gelmesine neden oldu.

2022 yılında Heriot-Watt Üniversitesi’nden Dr. Uisdean Nicholson, bu krateri ilk kez keşfetmişti. Ancak bu oluşumun gerçekten bir asteroit çarpmasıyla mı meydana geldiği konusunda belirsizlikler vardı.

Şimdi ise Dr. Nicholson ve ekibi, Nadir Krateri adı verilen 9 kilometre genişliğindeki bu çöküntünün, deniz tabanına çarpan bir asteroit tarafından oluşturulduğundan emin.

Bilim insanları, bu olayın tam zamanını belirleyemiyor ya da Meksika’da 180 kilometre genişliğinde Chicxulub Krateri’ni oluşturan ve dinozorların sonunu getiren dev asteroitten önce mi yoksa sonra mı gerçekleştiğini söyleyemiyorlar.

Ancak Nadir asteroitinin de Kretase dönemi sonunda, dinozorların yok olduğu dönemde Dünya’ya çarptığını düşünüyorlar. Atmosfere girerken, büyük bir ateş topu oluşturduğu tahmin ediliyor.

Dr. Nicholson, “Glasgow’a çarpan bir asteroit hayal edin ve siz Edinburgh’dasınız, yaklaşık 50 kilometre uzakta. Ateş topu, gökyüzünde Güneş’in 24 katı büyüklüğünde olurdu ve Edinburgh’daki ağaçları ve bitkileri tutuşturmaya yeterdi,” diyerek olayın büyüklüğünü anlatıyor.

72.000 kilometre hızla çarptığı tahmin ediliyor

Kraterin fotoğrafı bulunmamakla birlikte, Avustralya’daki Gosses Bluff Krateri’ne benzer olduğu belirtiliyor.

Çarpmanın ardından, yüksek sesli bir hava patlaması ve 7 büyüklüğünde bir depremi andıran sismik sarsıntılar meydana gelmiş olabilir.

Deniz tabanından büyük miktarda suyun yükseldiği ve daha sonra tekrar yere düşerek zeminde eşsiz izler bıraktığı düşünülüyor.

Bu büyüklükteki asteroitlerin Dünya’ya kısa bir zaman dilimi içinde çarpması nadir bir olay. Ancak bilim insanları, neden iki büyük asteroitin birbirine bu kadar yakın zamanda Dünya’ya çarptığını henüz bilmiyor.

Nadir Krateri’ni oluşturan asteroidin yaklaşık 450-500 metre genişliğinde olduğu ve Dünya’ya saatte yaklaşık 72.000 kilometre hızla çarptığı tahmin ediliyor. Bu boyutta bir olay, insanlık tarihinde yaşanmadı.

Dr. Nicholson ve ekibi, Nadir Krateri’ni daha iyi anlamak için TGS adlı bir jeofizik şirketinden yüksek çözünürlüklü 3D veriler analiz etti.

Çoğu krater zamanla aşınırken, bu kraterin iyi korunmuş olması bilim insanlarının kaya katmanlarını daha derinlemesine incelemesine olanak sağladı. Dr. Nicholson, “Bu büyüklükte bir kraterin içine ilk kez bu kadar detaylı bakabiliyoruz, gerçekten heyecan verici” dedi.

Araştırmanın bulguları, Nature Communications Earth & Environment dergisinde yayımlandı.

Continue Reading

GÜNDEM

Hasan Küçük: KKTC, jeostratejik açıdan Türk dünyasının Akdeniz’deki güvenli limanıdır

Published

on

UBP Milletvekili Hasan Küçük, Ortadoğu’da yaşanan gelişmeleri değerlendirerek, “KKTC, jeostratejik açıdan Türk dünyasının Akdeniz’deki güvenli limanıdır” dedi.

Ulusal Birlik Partisi (UBP) Girne Milletvekili Dr. Hasan Küçük, “KKTC’nin varlığı jeostratejik açıdan Türk dünyasının Akdeniz’deki güvenli limanıdır” dedi.

UBP Milletvekili Hasan Küçük, yaptığı yazılı açıklamada, Ortadoğu’da yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. İlkesel olarak rehberliği olan bir dış politikanın önemine vurgu yapan Küçük, Türkiye Cumhuriyeti ile güçlü dış siyasetin ve siyasi ve askeri gücün önemine değindi. Küçük, İsrail’in bölge huzurunu tehdit eden tutumunun gelecekte telafisi mümkün olmayan çok daha büyük sonuçlar doğuracağını söyledi.

KKTC’nin geleceğinin Türk dünyası içinde olduğunu vurgulayan Küçük, “Türk Devletleri Teşkilatı’nın kurucu belgesi Nahçıvan Anlaşması’nın 15. yıldönümü vesilesiyle tüm Türk Dünyası’nın 3 Ekim Türk Devletleri İşbirliği Gününü gururla kutladık. KKTC’nin geleceğinin Türk Dünyası içerisinde olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Başta Anavatanımız Türkiye Cumhuriyeti olmak üzere diğer Türk devletleri ile ilişkilerimiz hayati öneme haizdir.” dedi.

İsrail’in Güney Kıbrıs ile yakınlaşmasını “tehlikeli ve iç huzuru tehdit edici” olarak değerlendiren Küçük, “Evlerimizin balkonlarında otururken artık havadaki füzeleri görebilmekteyiz. Buradan yola çıkarak savunma ve ekonomik iş birliğini güçlendirecek ve KKTC’nin temellerini sağlamlaştıracak adımlar hem bize, hem de Türk Dünyasına nefes aldıracaktır. Etrafımızda yanan ve hızla daralan ateş çemberinden tek çıkış yolu budur. Türk Dünyası ile olan ortak siyasi ve ekonomik işbirliğimizi artırıp, ortak kazanımlarımız öncelikli olmalıdır.” ifadelerini kullandı.

Continue Reading