Connect with us

GÜNDEM

Yılmaz: ‘Türkiye olmasa Gazze’de yaşananlar KKTC’de de yaşanacaktı’

Published

on

TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Türkiye’nin garantörlüğü olmasa, barış harekatı olmasa Gazze’de yaşanan manzaralara benzer manzaraların Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde de yaşanabileceğini herhalde hepimiz görüyoruzdur diye inanıyorum. Çok şükür Türkiye buna müsaade etmedi. Bu anlamda tekrar emeği geçenlere, hem mücahitlere hem silahlı kuvvetlerimize, askerimize şükranlarımızı sunuyoruz.” dedi.

Başbakanlık tarafından Beyoğlu’nda bir otelde düzenlenen Kentler ve Kültürler Buluşması’nda konuşan Yılmaz, Pençe-Kilit Operasyonu bölgesinde şehit düşen Tabip Teğmen Hulusi Elçi’ye Allah’tan rahmet diledi, terörle kararlı mücadelenin devam edeceğini söyledi.

Türkiye ile KKTC’nin ezeli gönül birlikteliğinin yansıdığı iftar sofrasında yer almaktan onur ve mutluluk duyduğunu belirten Yılmaz, kardeşliğin ramazan vesilesiyle perçinlenmesini, geleceğin bu birlik ve beraberlik temelinde taçlanmasını temenni etti.

Yılmaz, katılımcılara Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın selamlarını iletti.

Türkiye ve KKTC’nin, kökleri tarihe uzanan bağlarla birbirine sarılmış, gönül birlikteliği yapmış iki devlet olduğunu dile getiren Yılmaz, “Bu bağlar, milletimiz ile Kıbrıs Türk halkının tasada ve sevinçte birliği ve milli davaya olan inancıyla beslenerek bugünlere ulaşmıştır. Kıbrıs Türk’ü, 1571’den bu yana Kıbrıs Adası’nın asli unsuru olduğu kadar Türk milletinin de ayrılmaz bir parçasıdır. 1071’de Anadolu’nun kapılarını açan Malazgirt ruhundan, 1453’te İstanbul’da çağ açan inançtan Kıbrıs Türkü’nü ayrı tutamayız. 1878’den itibaren adada baş gösteren zulme milletimizin sessiz kalamayışı bundandır. Kıbrıs Türk halkı, Rum mezalimine karşı direnirken 7’den 70’e tüm Türkiye’nin Kıbrıs Türk’ünün geleceği için ayağa kalkması, geçmişten gelen bu kader birliğindendir. Ortak mücadele ruhuyla 1974 kutlu (Kıbrıs) Barış Harekatı’nda Mehmetçik ve mücahitlerimiz omuz omuza istiklal mücadelesi vermiştir. Kıbrıs Barış Harekatı, Kıbrıs Türk’ünü hedef alan baskı, terör ve insanlık dışı sindirme çabalarına son vermiştir.” ifadesini kullandı.

Yılmaz, bu yıl Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50’nci yılının coşkuyla ve farklı etkinliklerle kutlanacağını belirterek, etkinlikler kapsamında Türkiye’den bir grubun gemiyle KKTC’ye gitmesinin planlandığını söyledi.

Kıbrıs Türkü’nün hürriyeti için cesaretle savaşan ve bu uğurda gözlerini kırpmadan can veren tüm Mehmetçik, mücahitleri ve şehitleri rahmetle anan Yılmaz, “Kıbrıslı Türklerin özgürlük mücadelesine öncülük eden Dr. Fazıl Küçük ve kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ı da şükranla yad ediyorum. Bu vesileyle kutlu Barış Harekatı’na önderlik yapan rahmetlik Ecevit’i, rahmetli Erbakan’ı da anmak istiyorum. Allah onlardan razı olsun. O gün o cesur kararları vermeselerdi bugün bu tabloyla karşı karşıya olmazdık.” diye konuştu.

Yılmaz, 100. yılını geride bırakan Türkiye Cumhuriyeti ile 40. yılını tamamlayan KKTC’nin kalkınma işbirliğinde artık ustalık döneminde olduğuna işaret ederek, “İktisadi ve mali işbirliği temelinde ulaştırmadan enerjiye, tarımdan turizme her alanda Kıbrıs Türkü ile beraberiz, elimizdeki tüm imkanlarla Kıbrıs halkının yanındayız. Sadece adada değil, dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın her bir Kıbrıs Türkü’nün geleceğe, öz vatanının yarınlarına güvenle bakmasını istiyoruz.” dedi.

KKTC’nin geniş bir diasporasının bulunduğunu belirten Yılmaz, KKTC’nin tüm bölgeleriyle gelişmesi ve kalkınması için yapısal reformların da işbirliği içinde hayata geçirildiğini ifade etti.

Cumhurbaşkanlığı binası ile Cumhuriyet Meclisi binasının inşaatına hızla devam edildiğini ve kasım ayına yetiştirilmesinin öngörüldüğünü dile getiren Yılmaz, destekler kapsamında KKTC’li çiftçilerin, besicilerin ve üreticilerin de yanında olduklarını söyledi.

245 üreticiye yaklaşık 11 milyon liralık ödeme yapıldığını ifade eden Yılmaz, KKTC’de ilk kez yurt yapmaya başladıklarını, söz konusu yurdun 802 kişi kapasiteli olduğunu belirtti.

KKTC’de çok daha sağlıklı, güçlü bir yükseköğretim sistemi için gerekli adımların işbirliği içinde atılacağını söyleyen Yılmaz, “KKTC vatandaşlarının ülkemizde oturma ve çalışma izninden muaf tutulması, KKTC’den ülkemize kimlikle seyahat edebilmeleri ve sağlık hizmetlerinden faydalanabilmeleri gibi pek çok kolaylığı getirdik, yenilerini de ekleyeceğiz. Temel felsefemiz şu; KKTC’de yaşayan kardeşlerimiz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları hangi konulardan istifade ediyorsa aynısını eşit bir şekilde elde etmeleri, o hizmetlerden faydalanmaları.” dedi.

Yılmaz, KKTC ile belediyecilik tecrübesini de paylaştıklarını, KKTC’deki 11 belediyenin 29 projesine kaynak tahsis edildiğini söyledi.

Türkiye ile KKTC arasında elektrik alanında çift hatlı kablo projesinin hayata geçirileceğini ifade eden Yılmaz, “Bunu başardığımız zaman gidişli gelişli olacağı için bu kablo sistemi, KKTC yenilenebilir enerji konusunda da potansiyelini kullanabilir hale gelecek. Bu projenin fizibilite çalışmalarına başlamış durumdayız.” bilgisini verdi.

Yılmaz, Gazze’de herkesin yüreğini yakan manzaraların olduğuna işaret ederek, “Bunları görünce yapılan barış harekatının ne kadar anlamlı olduğunu da bir kez daha hepimiz herhalde takdir ediyoruzdur diye düşünüyorum. Türkiye’nin garantörlüğü olmasa, barış harekatı olmasa Gazze’de yaşanan manzaralara benzer manzaraların Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde de yaşanabileceğini herhalde hepimiz görüyoruzdur diye inanıyorum. Çok şükür Türkiye buna müsaade etmedi. Bu anlamda tekrar emeği geçenlere, hem mücahitlere hem silahlı kuvvetlerimize, askerimize şükranlarımızı sunuyoruz.” ifadesini kullandı.

KKTC’nin istikrarının Doğu Akdeniz’in istikrarı anlamına geldiğini belirten Yılmaz, “Burada da şunun altını bir kez daha çizmek istiyorum; geçmişte denenip sonuç alınmayan yöntemlerin tekrar tekrar denenmesinin de bir anlamı yok. 40 yıllık bir devlet var, 50 yıllık bir barış harekatı geçmişi var, bir realite var. Bu realiteyi bütün dünyanın görmesi gerekir, anlaması gerekir. Kıbrıs Türklerinin özden gelen hakları olan egemen eşitlikleri ve eşit uluslararası statüleri tespit edilmek durumundadır, biz buna inanıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti olarak bu konuda her zaman Kıbrıs Türkü’nün yanındayız.” diye konuştu.

31 Mart yerel seçimlerine az bir zaman kaldığını söyleyen Yılmaz, Cumhur İttifakı’nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Murat Kurum’a destek istedi.

Bir belediye başkanının belediye kaynaklarını şan ve şöhret için kullanmasının yanlış olduğunu belirten Yılmaz, şunları kaydetti:

“Kendisi için, kendisinin kariyer basamağı olarak kullanıyorsa gerçek belediyecilik yapmıyor demektir. Yine bu belediye başkanı belediyeyi ideolojik amaçlarla, farklı amaçlarla kullanıyorsa gerçek belediyecilik yapmıyor demektir. Gerçek belediyecilik çok sade bir şey, kanunlarında yazan görevler var, o görevler çerçevesinde belediyeye verilen kaynakları verimli, etkili kullanan, halkın ihtiyaçlarına yönelik kullanan belediye başkanı ise gerçek belediyecilik yapıyor demektir. Biz polemiklere, çatışmalara, kavgalara ihtiyaç duymuyoruz. İstanbul’un kaybedecek vakti yok, İstanbul’un gerçek belediyeciliğe ihtiyacı var. Son 5 yılda İstanbul’un sermayesine doğru düzgün yatırım yapılmadı. Geçmişten gelen sermayeyi yiyerek bir anlamda devam edildi. Geçmişten gelen sermayeyi bir 5 yıl kullanabilirsiniz ama buna bir 5 yıl daha İstanbul’un tahammülü yok, kaybedecek vakti yok. Biz inanıyoruz ki donanımıyla, geçmiş tecrübesiyle Murat Kurum kardeşimiz gerçek belediyecilik yapacaktır. Sermayeyi yemeyecektir, sermayeye ilaveler yapacaktır.”

Yeni afetler yaşamamak adına risklerin yönetilmesi gerektiğini vurgulayan Yılmaz, özellikle İstanbul’da kentsel dönüşümün hızlandırılması gerektiğini, bunun lafla olacak bir şey olmadığını, somut projelerle gerçekleştirilebileceğini sözlerine ekledi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Başbakan Ünal Üstel, Cumhur İttifakı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Murat Kurum’un da konuşma yaptığı programa, Türkiye’nin Lefkoşe Büyükelçisi Metin Feyzioğlu, Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Dursun Özbek ile bazı medya kuruluşlarının temsilcileri de katıldı.

Katılımcılar, program öncesinde “Kuzey Kıbrıs’ı İstanbul’da Yaşamak” adlı fotoğraf sergisini gezdi.

Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

GÜNDEM

“EĞİTİMDE YAŞADIKLARIMIZIN SORUMLUSU MEVCUT BAŞBAKANDIR, UBP DEĞİL”

Published

on

Ulusal Birlik Partisi Genel Başkan Adayı Hasan Taçoy, devlet okullarının açılmasının bir hafta ertelenmesinin tek sorumlusunun mevcut başbakan Üstel olduğunun altını çizerek, konunun Ulusal Birlik Partisi’ne mal edilemeyeceğini vurguladı.
Taçoy, “yeni eğitim dönemine başlanmasının ani bir kararla ertelenmesi ancak ve ancak Başbakan koltuğunda oturan sayın Üstel’in beceriksizliği ile açıklanabilir” dedi.
Ulusal Birlik Partisi Genel Başkan Adayı Hasan Taçoy, devlet okullarının açılmasının bir hafta ertelenmesine ilişkin yazılı açıklamada bulundu.
Açıklamasının başında “Ülkemiz anayasasına göre yürütmenin başında Başbakan vardır” hatırlatmasında bulunan Taçoy, “Devletimizin tüm kurumlarının işleyişinden ülkenin sorunlarına çözüm üretilmesine kadar her konudan hem yetkili hem de sorumludur” dedi.
“BİZLERİ ŞAŞIRTMAMIŞ VE BİR KEZ DAHA SINIFTA KALMIŞTIR”
Devlet okullarının ne zaman açılacağı belliyken ve özel okullar eğitime başlamışken, devlet okullarının yeni eğitim dönemine başlamasının ani bir kararla ertelenmesinin ancak ve ancak Başbakan koltuğunda oturan Üstel’in beceriksizliği ile açıklanabilir olduğunun altını çizen Taçoy, “Hemen her önemli konuda olduğu gibi eğitimde de sayın Üstel ne yazık ki bizleri şaşırtmamış ve bir kez daha sınıfta kalmıştır” ifadesini kullandı.
“Basına da yansıyan değerlendirmeler sırf kurultay nedeniyle sayın Üstel’in koca bir eğitim yılını erteleyebildiğini ortaya koymaktadır” diyen Taçoy şöyle devam etti:
“Eğer bunlar doğru ise sayın Üstel koltuğunu koruyabilmek uğruna on binlerce çocuğumuzun geleceğiyle oynayabilmiş demektir.
Kulağımıza gelenler, daha doğrusu artık ayyuka çıkmış bir şekilde konuşulanlar, eğitimin sokulduğu kaosun değil bir haftada, bir ayda bile düzeltilemez boyutta olduğu şeklindedir.”

“HİÇ KİMSE FIRSAT BU FIRSAT DİYEREK PARTİMİZE HAK ETMEDİĞİ BİR SUÇLAMA YAPAMAZ”
Hasan Taçoy, yaşanan rezaletin sorumlusunun UBP ve UBP’nin vatansever üyelerinin olmadığının altını çizerek, “Hiç kimse fırsat bu fırsattır diyerek partimize hak etmediği bir suçlama yapamaz. Bu beceriksizliğin tek sorumlusu çok sevdiği koltuğunu bir türlü hak ettiği gibi dolduramayan sayın Başbakandır” dedi.
Taçoy açıklamasını “Son dönemde yapılan her idari yanlışın UBP kurultayına bağlanmasına yol açan sayın Üstel, inanıyorum ki UBP’li kardeşlerim tarafından bizzat değiştirilecektir” şeklinde tamamladı.

Continue Reading

GÜNDEM

Erhan Arıklı: Hız tespit kamerasına yakalananın cezası anında cep telefonuna gönderilecek

Published

on

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, hız tespit kameralarının yenileneceğini ve yasal hız sınırını ihlal edenlerin yeni kameralara yakalandığı anda cep telefonuna cezasının gönderileceğini açıkladı.

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, Türk Ajansı Kıbrıs (TAK) muhabirine açıklamalarda bulundu.

Türkiye savunma sanayine bağlı bir kuruluş olan Radarsan’ın mevcut kameraların yerlerine yerleştirilecek 150 kamerayı şu anda ürettiğini ve gerekirse rakamın 300’e kadar çıkarılabileceğini anlatan Arıklı, aynı yazılıma bağlı olarak ağır yük taşıyan kamyon ve tırları tespit edecek elektronik kantar sistemini de uygulamaya koyacaklarını bildirdi.

Sonuna yaklaşılan iki harfli ve üç rakamlı plakaların yerine geçecek yeni plaka meselesine de değinen Arıklı, “AA 001A” veya “001 AA” olmak üzere iki alternatif üzerinde durulduğunu açıkladı, iki alternatifi de Bakanlar Kurulu’na sunarak biri üzerinde karar vereceklerini söyledi.

Yol projelerinden de bahseden Arıklı, Kuzey Çevre Yolu projesi ve akıllı kavşak projeleri ile Lefkoşa trafiğinin büyük ölçüde rahatlayacağını vurguladı.

Arıklı, elektronik kantar sisteminin de hayata geçeceğini belirterek, yasal limitin üzerinde ağır yük taşıyan kamyon ve tırların elektronik kantarla tespit edileceğini belirtti.

PLAKALARDA YENİ DÖNEM…

Araç plakalarında iki harflilerin bir ay gibi sürede biteceğini belirten Arıklı, yeni plaka uygulaması alternatiflerini aktardı.

Plakalarda üç harfe geçişle ilgili Bakanlar Kurulu’na önerge götürdüğünü ancak Rum plakaları ile karıştırılabilecek olması nedeniyle kabul edilmediğini belirten Arıklı, Sigortacılar Birliği’nin de üç harfli plakaya geçişle ilgili endişelerini kendisine aktardığını kaydetti.

Güney Kıbrıs’ta plakası ‘AAA’ olan 40 civarında aracın hala kullanıldığını belirten Arıklı, “Yeni bir karar ürettik, bunu da Bakanlar Kurulu’na götüreceğiz. Buna göre, yeni plakalar ya üçüncü harf rakamın sonunda yani ‘AA 001A’ olacak şekilde ya da rakamlar başta harfler sonda yani ‘001 AA’ olacak şekilde iki alternatif öngördük.” dedi. Arıklı, plakalarda yeni döneme bir ay içerisinde geçileceğini tahmin ettiğini de ekledi.

“FİBER İNTERNET İÇİN YIL SONUNA KADAR İHALEYE ÇIKILACAK”

Bakan Erhan Arıklı, “evden eve fiber” projesini çok önemsediğini belirterek, yıl sonuna kadar bu konuda ihaleye çıkmayı planladıklarını aktardı.

Fiberle ilgili bir paydaşları bir araya getirip bir konsorsiyum kurduklarını belirten Arıklı, “‘Konsorsiyuma giren bütün firmalar, Telefon Dairesi de dahil, bir araya gelsinler ve bu konuda iş birliği yapsınlar’ dedik. Bununla ilgili de geçen hafta Bakanlar Kurulu’ndan ilgili kararı çıkardık. Çok kısa bir süre içerisinde Özelleştirme Komitesi de toplanacak bu konuda rapor hazırlayacak. Yıl sonuna kadar fiberle ilgili gereken adımı atmış olacağız. Evden eve fiber projesi bizim için çok önemli bir proje. Şayet bilişim adası diyorsak, üniversite adası diyorsak, bu konuda çağı yakalamamız gerekiyor. Artık bakır tellerle iletişim kurma devri geçti.” diye konuştu.

Ülkenin çağdaş ülkelerde olduğu gibi bir fiber ağa bağlanması gerektiğini söyleyen Arıklı, bunun yaklaşık 30 milyon dolarlık maliyetini paydaşların karşılayacağını da kaydetti.

“GİRNE VE GAZİMAĞUSA LİMANLARININ DURUMU İÇLER ACISI”

Limanlar konusuna da değinen Arıklı, “Ben iş başına geldiğimde Türkiye Cumhuriyeti Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ve Denizcilik Genel Müdürlüğü’nden uzmanlar istedim. Bu uzmanlar geldi, hem Girne Limanı’nı hem de Gazimağusa Limanı’nı inceledi ve bize bir rapor sundu. Bu rapora göre, Girne Limanı’nın mendireğinin altının oyulduğunu, fırtınalı bir havada bu mendireğin yıkılabileceğini ve Girne Limanı’nın işlevini yitireceğini, tamirinin de çok uzun süreceğini söylediler. Gazimağusa Limanı’nda da yapılan teknik incelemede, limanın rıhtımının çöktüğünü, limanın bir buçuk, iki yıllık ömrünün kaldığını söylediler. Çok acil tedbir alınması, yatırım yapılması gerektiğini söylediler.” ifadelerini kullandı.

Arıklı konuşmasını, “Bu iki limanımız ve Gemikonağı Limanımızın özelleştirilmesiyle ilgili 2001 yılında alınmış bir karar var. 23 yıldır sürekli ötelemişiz ve bu konuda adım atmamışız… Özelleştirme kararı aldığımız için bunlara yatırım yapma yönünde de bütçeye para koymamışız. Nasıl olsa özelleşecek demişiz…” diye sürdürdü.

Girne ve Gazimağusa limanlarının durumunun “içler acısı” olduğunu ifade eden Arıklı, bunlar için çok hızlı adımlar atılması gerektiğini vurguladı ve “elleçleme” sorunundan bahsetti.

Elleçleme için ihaleye çıkılması gerektiğini ancak ihalede “10 yıl şartı” koşulduğunu aktaran Arıklı, “Elleçleme ihalesi adeta limanın özelleştirilmesinin önüne geçti.” dedi.

Arıklı, “Şimdi siz limanları özelleştireceksiniz. Özelleşen limanların en önemli gelir kaynağı elleçleme dediğimiz liman hizmetlerini ayırıp başkasına verirseniz, o zaman limanı özelleştiremezsiniz ki… Kim girer? En önemli gelir kaynağını dışarıda tutacaksınız… Bu, ‘limanı özelleştirmeyelim’ demektir. Bu konuyu önümüzdeki günlerde Bakanlar Kurulu’nda konuşacağız ve bir ara yol bulacağız diye düşünüyorum. Ama iki limanımızın da durumunun çok vahim olduğunu buradan kamuoyunun bilgisine getirmek durumundayım.” ifadelerini kullandı.

YOL ÇALIŞMALARI…

Ülkedeki yol projelerine ilişkin de konuşan Bakan Arıklı, ilk olarak “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde şu anda yaklaşık bin 149 kilometrelik yol ağımız var. Bunun 181 kilometresi bölünmüş yoldur, 338 kilometresi gidiş-dönüş yoldur, gerisi de üçüncü sınıf yoldur.” bilgisini aktardı.

Türkiye’den iki büyük firmanın doğu ve batı yollarını yaptıklarını söyleyen Arıklı, “Bunun dışındaki bazı yolları da kendi imkanlarımızla, yerel bütçeyle yapıyoruz.” dedi.

Girne-Alsancak yoluna ciddi bir kaynak ayrıldığını ve bitmek üzere olduğunu aktaran Arıklı, bunun tamamlanmasının ardından Çatalköy-Girne yoluna başlayacaklarını söyledi ve Başbakan Ünal Üstel’in bu projelere gösterdiği ilgiden bahsetti. Arıklı, “Sayın Başbakanın özel ilgisi ve şartları zorlaması neticesinde Girne-Alsancak yolunu şu anda bitirmek üzereyiz. Sayın Başbakan sağ olsun, gereken titizliği göstermese o yolu yapamazdık. Hemen arkasından Çatalköy-Girne yoluna başlayacağız. Bununla ilgili de Sayın Başbakanın özel ilgisi var. Çünkü Girne doğu ve batı yolları çok ciddi bir işkence haline dönüştü.” diye konuştu.

Geçen hafta Türkiye Cumhuriyeti Ulaştırma ve Altyapı Bakanı’nın da katılımıyla Kuzey Çevre Yolu projesi ile ilgili yapılan törene işaret eden Arıklı, “Burada yaklaşık 32 civarında istimlak sorunu vardı. Bu istimlak sorununun kaynağını Türkiye Cumhuriyeti bize verdi, sorunu çözdük. En geç Nisan ayına kadar bu proje bitmiş olacak ve özellikle Gönyeli Çemberi olmak üzere trafiğimizi çok rahatlatacak.” ifadelerini kullandı.

Gönyeli Alpet kavşağından Haspolat’a kadar beş tane akıllı kavşak projesini de yapacaklarını belirten Arıklı, bu şekilde Lefkoşa trafiğini büyük ölçüde rahatlatacaklarını da sözlerine ekledi.

Dağyolu – Dipkarpaz Manastırı yoluna ilişkin projede karşılarına “istimlak, askeri birlik ve isale hatları” sorunlarının çıktığını aktaran Arıklı, “Bu üçü de çok büyük problem. Sonunda mevcut yolu biraz genişletmeye, iyileştirmeye karar verdik.”dedi

HIZ TESPİT KAMERALARI YENİLENECEK

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, Türkiye Cumhuriyeti ile imzalanan uluslararası bir anlaşma gereği mevcut hız tespit kameralarının daha modern kameralarla değiştirileceğini bildirdi.

Şu anda ülkede 112 hız tespit kamerası olduğunu aktararak, Türkiye savunma sanayine bağlı bir kuruluş olan Radarsan’ın mevcut kameraların yerlerine yerleştirilecek 150 kamerayı şu anda ürettiğini, gerekirse de rakamın 300’e kadar çıkarılabileceğini belirten Arıklı, “Biz şimdi kamera cezalarını tebliğ etmekte de tahsil etmekte de büyük sıkıntı yaşıyoruz. Oysa dünya bunu çok rahat halletmiş. Hızı ihlal eden kişi kameraya yakalandığı anda cep telefonuna ceza gidecek. Mesaj hem kişinin cep telefonuna hem de havaalanı ile sınır kapılarına gidecek.” diye konuştu. Arıklı, bu uygulamaya ilişkin e-Tebliğ Yasası üzerinde çalışıldığını da aktardı.

Aynı yazılıma bağlı olarak ağır yük taşıyan kamyon ve tırları tespit edecek elektronik kantar sistemini de uygulamaya koyacaklarını bildiren Arıklı, 40 ton yük taşıyan bir aracın yola verdiği zararın 6 bin aracın geçmesine denk geldiğini de belirterek, yasal limitin üzerinde ağır yük taşıyan kamyon ve tırların elektronik kantarla tespit edilip ceza yazılabileceğini kaydetti.

Continue Reading

GÜNDEM

İsrail basını: Netanyahu Lübnan cephesindeki saldırıları genişletecek

Published

on

İsrail basını, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun, kuzeyde Lübnan cephesindeki askeri saldırıları genişletme kararı aldığını iddia etti.

İsrail basını, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun, kuzeyde Lübnan cephesindeki askeri saldırıları genişletme kararı aldığını bildirdi.

Kanal 13’ün internet sitesindeki haberine göre Netanyahu, 12 Eylül’de, kuzey cephesindeki gerilimi görüşmek üzere düzenlenen stratejik bir toplantıya katıldı. Netanyahu, burada, İsrail’in “kuzey cephesinde geniş kapsamlı ve güçlü bir operasyon yapma niyetinde olduğunu” ifade etti.

Kanal, kimliğini açıklamadığı Netanyahu’ya yakın üst düzey bir yetkiliden alıntı yaparak, kuzey cephesindeki bu saldırılar için henüz kesin bir tarih belirlenmediğini, ancak yakın bir gelecekte bu adımın atılmasının planlandığını aktardı.

İsrail Güvenlik Kabinesi’nin bu hafta kuzey cephesindeki gerilimi ele alması bekleniyor. Kanal, kimlikleri açıklanmayan bazı İsrailli güvenlik yetkililerinin, kuzey cephesindeki saldırıları genişletmenin aynı zamanda Gazze’deki askeri varlığın azaltılmasını gerektireceğini vurguladığını da bildirdi.

İsrail’in Lübnan’ın kuzeyine düzenlediği son hava saldırısında 3’ü çocuk 4 kişi yaralandı.

Söz konusu yetkililer, İsrail’in kuzeyindeki mevcut durumu değiştirme girişimlerinin “geniş çaplı bir savaşa yol açabileceği” konusunda Netanyahu’ya uyarıda bulundu.

‘İSRAİL SAVAŞ AÇARSA KARŞILIK VERİRİZ’

Hizbullah Genel Sekreter Yardımcısı Naim Kasım, İsrail’e savaş açmayı planlamadıklarını ancak İsrail’in açması durumunda buna karşılık vereceklerini belirtti.

Lübnan haber ajansı NNA’ya göre Kasım, başkent Beyrut’ta düzenlenen bir törende yaptığı konuşmada, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun, kuzey cephesindeki saldırıları genişletme kararına ilişkin değerlendirmede bulundu.

Netanyahu’nun savaş tehdidinden korkmadıklarını ve bu tehdidin kendilerini Gazze’ye destek vermekten de alıkoymayacağını dile getiren Kasım şöyle devam etti:

“Savaş açma planımız yok çünkü bunun bir faydası olacağını düşünmüyoruz ama İsrail savaş açarsa buna savaşla karşılık veririz ve kayıplar bizim için de onlar için de çok büyük olur. İsrailliler, kuzeydeki bir savaşın, bölgede evlerini terk eden 100 bin kişiyi geri getireceğini zannediyorsa şimdiden söyleyelim, yüzbinlerce kişinin daha uzun vadeli göçüne hazır olsunlar. Kuzeydekilerin evlerine dönmesinin, Gazze savaşının sona ermesinden başka yolu yok.”

Kasım, Gazze savaşı devam ettiği sürece Lübnan cephesinde de saldırıların süreceğini, İsrail’in saldırılarının artması ve özellikle de sivillerin hedef alınması durumunda saldırıların da artacağını kaydetti.

Kanal 13 televizyonunun internet sitesindeki haberinde, Netanyahu’nun, 12 Eylül’de, kuzey cephesindeki gerilimi görüşmek üzere düzenlenen stratejik bir toplantıda, İsrail’in “kuzey cephesinde geniş kapsamlı ve güçlü bir operasyon yapma niyetinde olduğunu” ifade ettiği iddia edilmişti.

Continue Reading