Connect with us

GÜNDEM

Letimbiotis’ten Türkiye’nin AB etkinliğine katılmama kararı konusunda açıklama

Published

on

Rum basınında bugün yer alan bir haberde, Ankara’nın AB’nin genişlemesinin 20’inci yıldönümüyle ilgili etkinliği boykot etme kararı aldığı öne sürüldü.

Rum basınında bugün yer alan bir haberde, Ankara’nın AB’nin genişlemesinin 20’inci yıldönümüyle ilgili etkinliği boykot etme kararı aldığı öne sürüldü.

Fileleftheros gazetesi “Etkinliği Boykot Etmekle Yanıt Veriyor” başlığıyla yer verdiği haberinde, Ankara’nın Avrupa-Türk meseleleriyle Kıbrıs sorunu arasında bağlantı kurulmasından ötürü Avrupa Konseyi kararlarının içeriği konusunda şu veya bu şekilde öfkeli olduğunu ve son isteyeceği şeyin Rum Yönetiminin baş role sahip olacağı bir etkinliğe katılmak olacağını yazdı.

Haberde, Türkiye’nin 29-30 Nisan tarihlerinde gerçekleştirilecek ekinliğe katılmama niyeti konusunda AB başkanlığını bilgilendirdiği ve “basından elde edinilen bilgilere” göre Ankara’nın Avrupa Konseyi toplantısı kararlarından ötürü hayal kırıklığına uğradığını savunduğu ifade edildi.

Gazete “aynı bilgilere dayanarak” Ankara’yı kızdırdığı görülen şeyin “Liderler Avrupa Birliği’nin AB-Türkiye iş birliğinin daha fazla güçlenmesi için, Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin müzakerelerin yeniden başlaması ve müzakerelerde ilerleme yaşanmasına özel önem veriyor” ifadesi olduğunu da belirtti.

Rum kesiminin ise ilk andan itibaren bu ifadeden memnun olduğunu, çünkü bunun Avrupa-Türkiye meseleleri aracılığıyla Kıbrıs sorunundaki çabalara katkıda bulunacağını düşündüğünü yazan gazete, Rum hükümetinin mesajının Kıbrıs sorununda hamleler gerçeklemesi durumunda, AB tarafından Avrupa-Türkiye meselelerinde buna uygun olumlu bir karşılık verileceği şeklinde olduğunu iletti.

-Letimbiotis

Haberinde Güney Kıbrıs hükümeti sözcüsü Konstantinos Letimbiotis’in açıklamasına da yer veren gazete, Letimbiotis’in Türkiye’nin söz konusu etkinliği boykot etmeye karar verdiğini teyit ettiğini iletti.

Türkiye’nin AB’nin genişlemesinin 20’inci yılıyla ilgili etkinlikte temsil edilmeyi reddetmesini yorumlaması istenen Letimbiotis, Türkiye’nin etkinliğe katılmama konusunda bildirimde bulunduğuna dair bilgiye sahip olduklarını ifade etti.

Letimbiotis’in sözlerinin devamında Avrupa Konseyi toplantısının ardından söylediklerini yinelediğini yazan gazete, Letimbiotis’in “Avrupa-Türk meselelerinin gidişatının net bir şekilde Kıbrıs sorunundaki ilerlemeyle ilişkilendirildiği son Avrupa Konseyi toplantısı kararları temelinde bunun ileriye doğru atılmış olumlu bir adım ve olumlu bir mesaj olduğunu düşünüyoruz” ifadesine yer verdi.

Letimbiotis açıklamasında Rum Yönetimi olarak Avrupa-Türk meselelerinde ilerleme olması için her türlü olumlu ve yapıcı niyete sahip olduklarını gösterdiklerini ve bunun için Kıbrıs sorununda bariz bir ilerlemenin olmasının yeterli olduğunu da öne sürdü.

Lefkoşa Rum kesiminin tezinin Kıbrıs sorununun bir Avrupa sorunu, Avrupa meselesi olduğu şeklinde olduğunu da belirten Letimbiotis, Avrupa ailesi olarak Türkiye’ye son yıllarda büyük ölçüde kendisini ilgilendiren çok önemli noktalarda var olabilecek olumlu perspektifler, aynı zamanda bizzat Türkiye’nin kendisinin de Kıbrıs sorunuyla ilgili yapıcı tutumunu pratikte göstermesi gerektiğine dair bir mesaj gönderdiklerini savundu.

Görevi devraldıkları ilk andan itibaren hükümetin ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis’in karşılıklı yarar sağlayan bir duruma ulaşılmasına ilişkin yaklaşımı geliştirdiğini savunan Letimbiotis, bu kararlarla birlikte karşılıklı yarar sağlayan bir duruma ulaşabileceklerini düşündüklerini aynı zamanda Türkiye’nin yalnızca Kıbrıs açısından değil, geniş bölge için de faydalı olacak yapıcı bir tutum sergilemesini umduklarını sözlerine ekledi.

Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

GÜNDEM

Asgari ücret tepkisi: Emekçileri açlığa mahkum ediyorlar

Published

on

Basın Emekçileri Sendikası, açıklanan 37 bin 818 TL’lik asgari ücrete tepki göstererek, “Emekçileri açlığa mahkum ediyorlar” dedi.

Basın Emekçileri Sendikası, açıklanan 37 bin 818 TL’lik asgari ücretin emekçilerin temel ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak olduğunu belirtti.

Sendika tarafından yapılan açıklamada, belirlenen asgari ücretin artan hayat pahalılığı karşısında her geçen gün eridiği ve emekçileri açlık sınırının altında yaşamaya mahkûm ettiği ifade edildi. Açıklamada, gıda, barınma, ulaşım ve sağlık gibi temel ihtiyaçların sürekli artış gösterdiği bir ülkede bu ücretle yaşamanın imkânsız olduğu vurgulandı.

“ADALETSİZLİKLER DERİNLEŞİYOR”

Basın Emekçileri Sendikası, özel sektör çalışanlarının kamu emekçilerine kıyasla daha düşük ücretlere mahkûm edilmesini eleştirerek, bu durumun eşitsizlikleri derinleştirdiğini belirtti. Açıklamada, asgari ücretin en düşük kamu maaşına eşitlenmesinin şart olduğu ifade edildi.

Açıklamada, özel sektörde sendikasız çalışma düzenine dikkat çekilerek, örgütlenme özgürlüğünden mahrum bırakılan çalışanların kötü çalışma koşullarına mahkûm edildiği ve haklarını savunma imkânından yoksun kaldığı ifade edildi. Sendika, sendikasız işçi çalıştırma uygulamasının yasaklanması ve tüm çalışanlara örgütlenme özgürlüğü sağlanması gerektiğini vurguladı.

“ASGARİ ÜCRET, ONURLU BİR YAŞAM SAĞLAMALI”

Basın Emekçileri Sendikası, asgari ücretin yalnızca bir gelir değil, aynı zamanda emekçilerin onuru olduğunu belirtti. Açıklamada, “Bir devletin en temel görevi yurttaşlarına insanca yaşam koşulları sunmaktır. Asgari ücret, açlık ve yoksulluk sınırında değil, onurlu bir yaşam seviyesinde olmalıdır” denildi.

Sendika, tüm emekçi kesimlere çağrıda bulunarak, asgari ücretin insanca yaşamı mümkün kılacak bir seviyeye yükseltilmesi ve emekçilerin haklarının korunması için mücadeleyi büyütme kararlılığını dile getirdi.

Continue Reading

GÜNDEM

Asgari ücret belirlendi…

Published

on

Her zaman olduğu gibi sermayenin ölçüsüz bir şekilde yaptığı artışları/ zamları engelleyemeyenler asgari ücretliye gelince müdahale edip milim milim artış yaparak zaten olmayan alım güçlerini daha da dibe vurmalarına sebebiyet vermektedir….

Sosyal devlet yönetimleri alım gücü tamamen erimiş asgari ücretlilere değişik şekillerde çocuk yardımı gıda yardımı eğitim yardımı gibi birçok alanda katkı sağlama planlaması yapabilir…
Asgari ücretle çalışan insanlarımız iş yaşam koşullarında verimli olmak ve “ işinde kalabilmek “ için çok yoğun fiziki emek harcamaktadırlar.Bütün işler onların harcadığı emekleri sayesinde dönmektedir.
Emeğin en yüce değer olduğu boş bir laf değildir.Emekçi insanlara reva görülen 37 bin küsür maaşla geçinebilmeleri imkan dahilinde değildir .
Bu bulanık ortamda sermaye gelirini katlarken bütün işleri yapan bu emekçi insanların üzerinden para kazandıklarını unutmamalıdırlar
#İnsanı #yaşat ki #devlet #yaşasın sözü unutulmamalıdır….

Sosyal devlet olgusuyla yönetilen bir ortamda hükümetler her şeyi düşünmek zorundadır
Asgari ücretle çalışanlar üzerinden devlet aldığı katkıları minimize edebilir…
Bu bile asgari ücretliye yansırsa bir nebze rahatlayabilir…
Devlet birtürlü üstüne gidemediği bu ülkede milyon dolarlar kazanan çok sayıda şirket ve şahıslardan gelir toplayabilir…
Devletin yapması gereken gerçek servet sahiplerinden gelire göre vergi alabilmesinin yolunu açabilir….
Gelirlerini bu şekilde artırabilen devlet düşük maaşlı insanlara katkı sağlayarak refah düzeyini artırıp sosyal devlet olarak varlığını gösterebilir.
Bu çok önemli bir konudur
Aksi takdirde sermayeye hiç karışamayan devlet sadece yaşam savaşı veren insanlarımızın üstüne giden görüntüsüyle sosyal devlet olgusundan her gün biraz daha uzaklaşır
Devletin farkında olduğu ve çözmediği bu gidişat iradesi yüksek koltuk sevdası olmayan yöneticiler tarafından çok da kolay yapılabilir
Yeterki irade olsun…

Continue Reading

GÜNDEM

Tufan Erhürman: Çözüm, bu adada kalıcı barışın ve istikrarın sağlanmasının tek yoludur

Published

on

CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, “Çözüm, bu adada ve bölgede kalıcı barışın ve istikrarın sağlanmasının tek yoludur” açıklamasını yaptı.

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, Kıbrıs sorununa ilişkin olarak sosyal medya hesabı üzerinden bir açıklama yaptı.

CTP Lider Erhürman, “Bizim tarafta “çözümsüzlük çözümdür”ün ötesine geçemeyen, ortaya koyduğu politikalarla bizleri dünyadan her gün daha da uzaklaştıran bir zihniyet var. Güneyde ise “ben BMGK kararları çerçevesinde müzakereye hazırım” demesine karşın, kuzeyde, uluslararası toplumda ve hatta güneyin önemli bir kısmında dahi kimseyi buna inandıramayan, kimsede güven uyandırmayan bir zihniyet” dedi.

Erhürman, “Çözüme hazırız, çözümü zorlayacağız” diyen Sn. Hristodulidis, hem çözüm ihtimalini hem de adanın geleceğini riske atanan hamleleri art arda sıralıyor. Daha önce defalarca söylediğimiz gibi, bu çabanın sebebi belli ki Türkiye’ye karşı “büyük abiler”i arkasına alarak “güç dengesi” oluşturmak” ifadelerini kullandı.

CTP Genel Başkanı Erhürman, açıklamasının devamında ise şunları dile getirdi:

“Oysa o “büyük abiler”in devreye girdiği her ortamda arkada durmayacağı, öne geçeceği malum. Biz Kıbrıslı Türklerin özne olma pozisyonundan uzaklaştırılmasından şikayet ederken, Sn. Hristodulidis de bu hamleleriyle Kıbrıslı Rumları özne olma pozisyonundan uzaklaştırıyor aslında. Bundan daha önemlisi ise, “güç dengesi” oluşturma politikalarının bu adanın geleceğinde barışı riske atması.

Sn. Guterres’in çok taraflı görüşme çağrısının olduğu bu dönemde, “çözüm istiyorum” diyen Sn. Hristodulidis’in bu girişimleri kaçınılmaz olarak samimiyetinin ve güvenilirliğinin daha da fazla sorgulanmasına yol açmaktadır.

Esas mesele ise şudur: Çözüme ulaşılmadıkça, yani güvenlik, enerji, deniz yetki alanları, ticaret yolları gibi konularda bu adadaki iki eşit kurucu ortak siyasi eşitlik temelinde birlikte karar alma noktasına gelmedikçe, gerginliği tırmandıran bu tip girişimler de, adanın uluslararası büyük aktörlerin bölgesel stratejileri çerçevesinde kullanılması da her zaman ihtimal dahilinde olacaktır. Onun içindir ki çözüm, bu adada ve bölgede kalıcı barışın ve istikrarın sağlanmasının tek yoludur.”

 

 

Continue Reading