GÜNDEM
Koronavirüs, dünya genelinde beklenen yaşam süresini yaklaşık 2 yıl kısalttı
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), COVID-19 salgını sonucu dünya genelinde beklenen yaşam süresinin yaklaşık 2 yıl azaldığını açıkladı.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), COVID-19 salgını sonucu dünya genelinde beklenen yaşam süresinin yaklaşık 2 yıl azaldığını açıkladı.
DSÖ’nün internet sitesinden yapılan açıklamada, dünya genelindeki ortalama yaşam süresinde meydana gelen iyileşmelerin ve ilerlemenin COVID-19 salgını sırasında tersine döndüğü bildirildi.
Açıklamada, 2019-2021 yıllarında COVID-19 salgını nedeniyle beklenen yaşam süresinin 1,8 yıl azalarak ortalama 71,4 yıla düştüğü kaydedildi.
DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Kovid-19 salgını sadece 2 yıl içinde, beklenen yaşam süresinde 10 yıllık bir kazanımı tersine çevirdi.” ifadesini kullandı.
Ghebreyesus, gelecek nesilleri korumak amacıyla ülkelerin küresel bir salgın anlaşması üzerinde uzlaşmaları gerektiğinin altını çizdi.
Amerika kıtası ve Güneydoğu Asya salgından en çok etkilenen yerler
DSÖ’nün “Dünya Sağlık İstatistikleri 2024” raporuna göre, Amerika kıtası ve Güneydoğu Asya ülkeleri Kovid-19 salgınından en çok etkilenen yerler. Raporda, Kovid-19’un 2020 ve 2021 yıllarında Amerika kıtasında en sık rastlanan ölüm nedeni olduğu vurgulandı.
Öte yandan, raporda, Batı Pasifik ülkelerinin Kovid-19 salgınının ilk iki yılında virüsten asgari düzeyde etkilendiği belirtildi.
Beklenen yaşam süresi, bir kişinin ortalama ne kadar yaşadığını ortaya koyan istatistiki bir ölçüttür.
GÜNDEM
KKTC, ilk defa Azerbaycan devlet televizyonunda konuşuldu
Türk Birliği Dayanışma Derneği Başkanı Prof. Dr. Güven Arıklı, Azerbaycan Devlet Televizyonu (AZ TV) canlı yayınına katılarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Arıklı, Türk dünyasının birlik ve dayanışma içinde olması gerektiğine vurgu yaparak, vekalet savaşlarının ve uluslararası çifte standartların bölgede yarattığı sıkıntılara değindi. Ayrıca, Türk Devletleri Teşkilatı’nın bu süreçte önemli bir rol üstlendiğini belirtti.
Arıklı, Türkiye Cumhuriyeti’nin 1974 yılında Kıbrıs’a barış getirmesinin önemini vurgularken, KKTC’ye uygulanan tecrit politikalarının sona ermesi gerektiğini ifade etti. Azerbaycan ve Türkiye arasındaki güçlü ilişkilere dikkat çeken Arıklı, Nisan 2024’te gerçekleşecek üst düzey ziyaretlerin bu dostluğu daha da pekiştireceğini söyledi.
Prof. Dr. Arıklı, Türk dünyasının birlikte hareket ederek uluslararası alanda daha güçlü bir ses çıkarabileceğini belirterek, “Birlikte olmaktan mutluyuz ve gelecekte de bu dayanışmayı sürdürmeliyiz,” dedi.
Azerbaycan-Kıbrıs Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı Cavanşir Feyziyev de programda, KKTC’nin Orta Asya’daki devletler tarafından desteklenmesi gerektiğini ve AB’nin çifte standartlar yaratarak KKTC’ye haksızlık yaptığını dile getirdi.
GÜNDEM
Bilim insanları açıkladı: En fazla kaç yaşına kadar yaşayabilirsiniz?
Sağlıklı ve uzun yaşamla ilgili araştırmalar sürüyor. Yaşam kalitesini artırmak için sağlıklı yaşam tarzı alışkanlıklarını benimsemek gerekiyor. Bilim insanları yaptıkları son araştırmalarda yaşam süresinin istikrarlı bir şekilde arttığını ortaya koydu ve insanların yaşayabileceği maksimum yaşı hesapladı. Peki, en fazla kaç yaşına kadar yaşayabilirsiniz?
İnsanlık, yüzyıllardır daha uzun ve sağlıklı bir yaşamın sırrını arıyor. Peki, insanların yaşayabileceği maksimum yaş nedir? Bilim insanları, bu sorunun yanıtını bulmak için yıllardır çalışmalar yürütüyor.
TEKNOLOJİ HABERLERİ
Gizli Pentagon araştırması: Reenkarnasyon gerçek olabilir mi?
Telefonları neden uçak moduna alırız? Basit kuralın arkasındaki gerçek!
Çocuklara sosyal medya kısıtlaması: Yaş sınırı kaç olacak?
Simpsonlar yine bildi! 2024 yılına ait öngörüleri sosyal medyayı şaşkına çevirdi
Birleşik Krallık’ta 2020-2022 döneminde doğumda beklenen yaşam süresi erkeklerde 78,6 yıl, kadınlarda 82,6 yıl olarak kaydedildi. ABD’de ise bu süre erkeklerde 74,8 yıl, kadınlarda 80,2 yıl civarında seyrediyor. Kayıtlardaki en uzun yaşam örneği, 1997 yılında 122 yaşında vefat eden Fransız Jeanne Calment’e ait.
Uzmanlar, bu rekorun 2100 yılına kadar kırılabileceğini öngörüyor, ancak bu istisnai bir durum olarak değerlendiriliyor.
Sağlıklı ve uzun bir yaşam için uzmanlar, dengeli beslenme, sigaradan uzak durma ve düzenli egzersiz yapma gibi temel önerilerde bulunuyor.Bu yaşam tarzı değişiklikleri, bireylerin yaşam kalitesini ve süresini olumlu yönde etkileyebilir.
Bilim insanları, yaşlanma sürecini yavaşlatmak için çeşitli ilaçlar üzerinde çalışmalar yürütüyor. Ancak bu araştırmalar henüz deneysel aşamada bulunuyor ve sonuçları için daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyuluyor.
Gero ve Roswell Park Kapsamlı Kanser Merkezi’nin yaptığı son araştırma, bu konuda çarpıcı bulgular ortaya koydu. Araştırmacılar, yapay zeka teknolojisinden faydalanarak yüz binlerce gönüllünün sağlık verilerini inceledi.
Sonuçlar, insan vücudunun kendini yenileme kapasitesinin 120 ila 150 yaş arasında sona erdiğini gösteriyor.
Son araştırmalara göre, insan ömrünün biyolojik sınırları konusunda kesin bir yanıt vermek mümkün değil. Ancak, yapılan genetik ve biyolojik analizler, insanların teorik olarak 120-130 yaşlarına kadar yaşayabileceğini öne sürüyor. Bu yaş aralığı, vücudun hücresel yenilenme kapasitesine ve genetik faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterebilir.
Bilim dünyası, yaşlanma karşıtı tedaviler ve genetik mühendislik alanındaki gelişmelerle bu sınırları daha da zorlamayı hedefliyor. Gelecekte insan ömrünün ne kadar uzayabileceği ise hala merak konusu.
GÜNDEM
Kahvenin bilinmeyen sindirim gücü
Prof. Dr. Kamil Özdil, kahve üzerine yapılan yeni araştırmaların sonuçlarını değerlendirdi. Özdil, kahvenin, sindirim sistemini güçlendiren ve sağlıklı bakterilerin çoğalmasını sağlayan bir içecek olduğunu belirtti.
Yapılan araştırmaların sonuçların, kahvenin yalnızca kafeinle değil, içerdiği polifenollerle de bağırsak mikrobiyotasını iyileştirdiğini gösterdiğine değinen Özdil, “Kahve, sindirim sistemimizi güçlendiren ve sağlıklı bakterilerin çoğalmasını sağlayan önemli bir içecektir” bilgisini verdi.
Yeni yapılan araştırmaların, kahvenin bağırsaklardaki “lawsonibacter asaccharolyticus” gibi faydalı bakterilerin çoğalmasına yardımcı olduğunu gösterdiğini aktaran Özdil, “Yüksek kahve tüketen bireylerin bağırsaklarında bu bakterinin sayısı, hiç kahve içmeyenlere kıyasla 4 kat daha fazla. Araştırmalar, kahve tüketiminin sağlıklı bir mikrobiyota dengesine katkıda bulunduğunu ve bu dengeyi güçlendirdiğini ortaya koyuyor. Hatta kafeinsiz kahve bile bağırsak sağlığına faydalı olabiliyor” ifadesini kullandı.
Günde 2-3 fincan kahvenin ideal miktar olduğunu belirten Özdil, “Bu miktar, kahvenin sağlık faydalarından yararlanırken, potansiyel zararlarını da engellemeye yardımcı olur. Aşırı kahve tüketimi, mide asidini artırabilir, uyku düzenini bozabilir ve kalp problemlerine yol açabilir” değerlendirmesini yaptı.
Kahvenin bağırsak sağlığı üzerindeki faydalarının net bir şekilde ortaya konduğunu, ancak her şeyin olduğu gibi kahve tüketiminin de dengeli ve ölçülü yapılması gerektiğini vurgulayan Özdil, “Sindirim sistemimizi desteklemek, bağışıklık sistemimizi güçlendirmek ve genel sağlığımızı korumak için kahvenin faydalarından yararlanabiliriz. Ancak unutmamalıyız ki, her şeyde olduğu gibi ölçü önemlidir” açıklamasında bulundu.
-
GÜNDEM11 ay ago
Sigaraya zam üstüne zam!
-
GÜNDEM11 ay ago
Bakan Arıklı şehit olan TSK askeri için taziye mesajı yayımladı
-
GÜNDEM11 ay ago
Asgari ücret için yüzde 50 artış talebi
-
GÜNDEM11 ay ago
Bir haftada 56 kaza
-
GÜNDEM11 ay ago
Başbakanlık önünde “mücadele ateşi”
-
GÜNDEM5 ay ago
Emrullah Turanlı: “Ercan’a Herkesin Sahip Çıkması Gerekiyor”
-
SAĞLIK8 ay ago
Giderek artıyor: Uzmanlar “miyop salgını”na karşı uyarıyor
-
SAĞLIK8 ay ago
Alzheimer riskini azaltan gen bulundu! İşte detaylar