GÜNDEM
İmrak: KKTC’de de tarımda yapay zekalı sulama teknolojilerine geçilmeli
Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Burhanettin İmrak’a göre tarımda su, elektrik ve mazot tasarrufu ve daha az maliyetle üretim için, yapay zekalı teknolojilere geçilmesi gerekiyor.
Bahçe Bitkileri Uzmanı İmrak, yapay zekalı teknolojilerin sulamada kullanımı konusunda Lefkoşa’da bir grup üreticiye bilgi verdi.
TAK’a da konuşan İmrak, Türkiye’den gelen suyun sulamada da kullanıldığını ancak bu suyun kısıtlı ve maliyetli olduğunu, dolayısıyla verimliliği arttırmak gerektiğini, bunun için de yapay zekalı cihazların kullanılabileceğini ifade etti.
-Kuraklığa dayanıklı bitkiler ve teknoloji…
İmrak, “Kuraklığa dayanıklı bitkilerin tercih edilmesi tasarruf yapmak için önemli ancak bitkinin su ihtiyacına göre, topraktaki su oranını ölçüp bitkinin ihtiyacı olan suyu hesaplayıp verebilen teknolojilerin kullanılmasına geçilmesi gerekiyor. İspanya, İtalya ve İsrail gibi pek çok ülke tarımda yapay zeka destekli bu sistemleri kullanıyor. Sistem toprakta ne kadar su var ne kadar su vermeliyiz hesabını yapıyor” dedi.
Dr. Burhanettin İmrak, bitkinin ne kadar sulanması gerektiğini belirlemek için anlık olarak topraktaki su oranını ve tuzluluğu ölçen sensörler; yapraktaki terleme miktarını ölçen sensörler ve ağaç gövdesinden geçen su miktarını ölçen cihazların gelişen ülkelerde günden güne kullanımının arttığını ifade etti.
İmrak, “Üreticinin cep telefonuna, bu cihazlardan sulamanın başlatılması gerektiği veya durdurulması gerektiği yönünde uyarılar geliyor, üretici de cep telefonundan sulamayı durdurup başlatabiliyor” diye konuştu.
-“Aşırı su da zararlı”
Sulamayı akşam açılıp sabah kapatan üreticilerin de bulunduğunu, bunun israfın yanında zarara da yol açtığını kaydeden Burhanettin İmrak “Aşırı su da zarar veriyor. Suyun ekonomik olarak kullanılması gerekiyor. Pek çok ülkede bu teknolojileri kullanmaya başlandı” ifadelerini kullandı.
-“Tuzluluk için mücadele programı geliştirilmesi amacıyla kullanılabilir”
İmrak, topraktaki tuzluluğun bitkinin büyümesini ve verimini etkileyen bir unsur olduğunu, söz konusu teknolojinin toprakta biriken tuzluluğu da ölçtüğünü elde edilen verilerle tuzluluğa karşı mücadele programı da geliştirilebileceğini kaydetti.
-Devamlı bilgi akışı
Türkiye’de de yapay zekalı sulama uyarı sistemleri kullanılmaya başlandığını, hatta cihazları sunan bir şirketin de bulunduğunu ifade eden İmrak, küçük ve toprağa gömülen cihazların topraktaki su oranı ve tuzluluğuyla ilgili devamlı bilgi akışı sağladığını anlattı.
KKTC’de narenciyeye alternatif ürünlerin çoğaltılması gerektiğine inanan İmrak, bunu üretici için de faydalı bir adım olacağını çünkü üreticinin elinde bir ürün yelpazesi bulunduğunda bir üründen zarar etmesi halinde başka bir üründen bunu telafi etme şansı olacağını kaydetti.
İmrak, teknolojik yeniliklerinin yanında, toprağın su tutuma kapasitesini arttırmak için toprak yapısının organik maddeyle iyileştirilmesinin de önemli olduğunu kaydetti.
-“Çok büyük bir su kaybı önlenebilir”
Bugün itibarıyla Türkiye’den temin edilen su ile 20 bin dekar sulama yapıldığını ve 2 milyon metreküp civarında su kullanıldığını kaydeden İmrak, “20 bin dönüme ayda 20 saat fazla su verildiğini düşünün, ortaya çok büyük bir su kaybı çıkıyor. Akıllı bir sistem kullanıldığına bu kaybın önüne geçilmiş olacak. Suyun yanında elektrik tasarrufu da yapılacak. Hedefimiz bitkiden en yüksek verimi en az su ile elde etmek.” dedi.
İyi tarım uygulamalarında dronların da kullanılmaya başlandığını ifade eden İmrak, termal ölçüm yapan dronlarla tarladaki susuz veya tuz oranı yüksek bölgelerin de tespit edilebildiğini ifade etti.
GÜNDEM
KKTC, ilk defa Azerbaycan devlet televizyonunda konuşuldu
Türk Birliği Dayanışma Derneği Başkanı Prof. Dr. Güven Arıklı, Azerbaycan Devlet Televizyonu (AZ TV) canlı yayınına katılarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Arıklı, Türk dünyasının birlik ve dayanışma içinde olması gerektiğine vurgu yaparak, vekalet savaşlarının ve uluslararası çifte standartların bölgede yarattığı sıkıntılara değindi. Ayrıca, Türk Devletleri Teşkilatı’nın bu süreçte önemli bir rol üstlendiğini belirtti.
Arıklı, Türkiye Cumhuriyeti’nin 1974 yılında Kıbrıs’a barış getirmesinin önemini vurgularken, KKTC’ye uygulanan tecrit politikalarının sona ermesi gerektiğini ifade etti. Azerbaycan ve Türkiye arasındaki güçlü ilişkilere dikkat çeken Arıklı, Nisan 2024’te gerçekleşecek üst düzey ziyaretlerin bu dostluğu daha da pekiştireceğini söyledi.
Prof. Dr. Arıklı, Türk dünyasının birlikte hareket ederek uluslararası alanda daha güçlü bir ses çıkarabileceğini belirterek, “Birlikte olmaktan mutluyuz ve gelecekte de bu dayanışmayı sürdürmeliyiz,” dedi.
Azerbaycan-Kıbrıs Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı Cavanşir Feyziyev de programda, KKTC’nin Orta Asya’daki devletler tarafından desteklenmesi gerektiğini ve AB’nin çifte standartlar yaratarak KKTC’ye haksızlık yaptığını dile getirdi.
GÜNDEM
Bilim insanları açıkladı: En fazla kaç yaşına kadar yaşayabilirsiniz?
Sağlıklı ve uzun yaşamla ilgili araştırmalar sürüyor. Yaşam kalitesini artırmak için sağlıklı yaşam tarzı alışkanlıklarını benimsemek gerekiyor. Bilim insanları yaptıkları son araştırmalarda yaşam süresinin istikrarlı bir şekilde arttığını ortaya koydu ve insanların yaşayabileceği maksimum yaşı hesapladı. Peki, en fazla kaç yaşına kadar yaşayabilirsiniz?
İnsanlık, yüzyıllardır daha uzun ve sağlıklı bir yaşamın sırrını arıyor. Peki, insanların yaşayabileceği maksimum yaş nedir? Bilim insanları, bu sorunun yanıtını bulmak için yıllardır çalışmalar yürütüyor.
TEKNOLOJİ HABERLERİ
Gizli Pentagon araştırması: Reenkarnasyon gerçek olabilir mi?
Telefonları neden uçak moduna alırız? Basit kuralın arkasındaki gerçek!
Çocuklara sosyal medya kısıtlaması: Yaş sınırı kaç olacak?
Simpsonlar yine bildi! 2024 yılına ait öngörüleri sosyal medyayı şaşkına çevirdi
Birleşik Krallık’ta 2020-2022 döneminde doğumda beklenen yaşam süresi erkeklerde 78,6 yıl, kadınlarda 82,6 yıl olarak kaydedildi. ABD’de ise bu süre erkeklerde 74,8 yıl, kadınlarda 80,2 yıl civarında seyrediyor. Kayıtlardaki en uzun yaşam örneği, 1997 yılında 122 yaşında vefat eden Fransız Jeanne Calment’e ait.
Uzmanlar, bu rekorun 2100 yılına kadar kırılabileceğini öngörüyor, ancak bu istisnai bir durum olarak değerlendiriliyor.
Sağlıklı ve uzun bir yaşam için uzmanlar, dengeli beslenme, sigaradan uzak durma ve düzenli egzersiz yapma gibi temel önerilerde bulunuyor.Bu yaşam tarzı değişiklikleri, bireylerin yaşam kalitesini ve süresini olumlu yönde etkileyebilir.
Bilim insanları, yaşlanma sürecini yavaşlatmak için çeşitli ilaçlar üzerinde çalışmalar yürütüyor. Ancak bu araştırmalar henüz deneysel aşamada bulunuyor ve sonuçları için daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyuluyor.
Gero ve Roswell Park Kapsamlı Kanser Merkezi’nin yaptığı son araştırma, bu konuda çarpıcı bulgular ortaya koydu. Araştırmacılar, yapay zeka teknolojisinden faydalanarak yüz binlerce gönüllünün sağlık verilerini inceledi.
Sonuçlar, insan vücudunun kendini yenileme kapasitesinin 120 ila 150 yaş arasında sona erdiğini gösteriyor.
Son araştırmalara göre, insan ömrünün biyolojik sınırları konusunda kesin bir yanıt vermek mümkün değil. Ancak, yapılan genetik ve biyolojik analizler, insanların teorik olarak 120-130 yaşlarına kadar yaşayabileceğini öne sürüyor. Bu yaş aralığı, vücudun hücresel yenilenme kapasitesine ve genetik faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterebilir.
Bilim dünyası, yaşlanma karşıtı tedaviler ve genetik mühendislik alanındaki gelişmelerle bu sınırları daha da zorlamayı hedefliyor. Gelecekte insan ömrünün ne kadar uzayabileceği ise hala merak konusu.
GÜNDEM
Kahvenin bilinmeyen sindirim gücü
Prof. Dr. Kamil Özdil, kahve üzerine yapılan yeni araştırmaların sonuçlarını değerlendirdi. Özdil, kahvenin, sindirim sistemini güçlendiren ve sağlıklı bakterilerin çoğalmasını sağlayan bir içecek olduğunu belirtti.
Yapılan araştırmaların sonuçların, kahvenin yalnızca kafeinle değil, içerdiği polifenollerle de bağırsak mikrobiyotasını iyileştirdiğini gösterdiğine değinen Özdil, “Kahve, sindirim sistemimizi güçlendiren ve sağlıklı bakterilerin çoğalmasını sağlayan önemli bir içecektir” bilgisini verdi.
Yeni yapılan araştırmaların, kahvenin bağırsaklardaki “lawsonibacter asaccharolyticus” gibi faydalı bakterilerin çoğalmasına yardımcı olduğunu gösterdiğini aktaran Özdil, “Yüksek kahve tüketen bireylerin bağırsaklarında bu bakterinin sayısı, hiç kahve içmeyenlere kıyasla 4 kat daha fazla. Araştırmalar, kahve tüketiminin sağlıklı bir mikrobiyota dengesine katkıda bulunduğunu ve bu dengeyi güçlendirdiğini ortaya koyuyor. Hatta kafeinsiz kahve bile bağırsak sağlığına faydalı olabiliyor” ifadesini kullandı.
Günde 2-3 fincan kahvenin ideal miktar olduğunu belirten Özdil, “Bu miktar, kahvenin sağlık faydalarından yararlanırken, potansiyel zararlarını da engellemeye yardımcı olur. Aşırı kahve tüketimi, mide asidini artırabilir, uyku düzenini bozabilir ve kalp problemlerine yol açabilir” değerlendirmesini yaptı.
Kahvenin bağırsak sağlığı üzerindeki faydalarının net bir şekilde ortaya konduğunu, ancak her şeyin olduğu gibi kahve tüketiminin de dengeli ve ölçülü yapılması gerektiğini vurgulayan Özdil, “Sindirim sistemimizi desteklemek, bağışıklık sistemimizi güçlendirmek ve genel sağlığımızı korumak için kahvenin faydalarından yararlanabiliriz. Ancak unutmamalıyız ki, her şeyde olduğu gibi ölçü önemlidir” açıklamasında bulundu.
-
GÜNDEM11 ay ago
Sigaraya zam üstüne zam!
-
GÜNDEM11 ay ago
Bakan Arıklı şehit olan TSK askeri için taziye mesajı yayımladı
-
GÜNDEM11 ay ago
Asgari ücret için yüzde 50 artış talebi
-
GÜNDEM11 ay ago
Bir haftada 56 kaza
-
GÜNDEM11 ay ago
Başbakanlık önünde “mücadele ateşi”
-
GÜNDEM5 ay ago
Emrullah Turanlı: “Ercan’a Herkesin Sahip Çıkması Gerekiyor”
-
SAĞLIK8 ay ago
Giderek artıyor: Uzmanlar “miyop salgını”na karşı uyarıyor
-
SAĞLIK8 ay ago
Alzheimer riskini azaltan gen bulundu! İşte detaylar