Connect with us

GÜNDEM

Erhan Arıklı: Hız tespit kamerasına yakalananın cezası anında cep telefonuna gönderilecek

Published

on

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, hız tespit kameralarının yenileneceğini ve yasal hız sınırını ihlal edenlerin yeni kameralara yakalandığı anda cep telefonuna cezasının gönderileceğini açıkladı.

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, Türk Ajansı Kıbrıs (TAK) muhabirine açıklamalarda bulundu.

Türkiye savunma sanayine bağlı bir kuruluş olan Radarsan’ın mevcut kameraların yerlerine yerleştirilecek 150 kamerayı şu anda ürettiğini ve gerekirse rakamın 300’e kadar çıkarılabileceğini anlatan Arıklı, aynı yazılıma bağlı olarak ağır yük taşıyan kamyon ve tırları tespit edecek elektronik kantar sistemini de uygulamaya koyacaklarını bildirdi.

Sonuna yaklaşılan iki harfli ve üç rakamlı plakaların yerine geçecek yeni plaka meselesine de değinen Arıklı, “AA 001A” veya “001 AA” olmak üzere iki alternatif üzerinde durulduğunu açıkladı, iki alternatifi de Bakanlar Kurulu’na sunarak biri üzerinde karar vereceklerini söyledi.

Yol projelerinden de bahseden Arıklı, Kuzey Çevre Yolu projesi ve akıllı kavşak projeleri ile Lefkoşa trafiğinin büyük ölçüde rahatlayacağını vurguladı.

Arıklı, elektronik kantar sisteminin de hayata geçeceğini belirterek, yasal limitin üzerinde ağır yük taşıyan kamyon ve tırların elektronik kantarla tespit edileceğini belirtti.

PLAKALARDA YENİ DÖNEM…

Araç plakalarında iki harflilerin bir ay gibi sürede biteceğini belirten Arıklı, yeni plaka uygulaması alternatiflerini aktardı.

Plakalarda üç harfe geçişle ilgili Bakanlar Kurulu’na önerge götürdüğünü ancak Rum plakaları ile karıştırılabilecek olması nedeniyle kabul edilmediğini belirten Arıklı, Sigortacılar Birliği’nin de üç harfli plakaya geçişle ilgili endişelerini kendisine aktardığını kaydetti.

Güney Kıbrıs’ta plakası ‘AAA’ olan 40 civarında aracın hala kullanıldığını belirten Arıklı, “Yeni bir karar ürettik, bunu da Bakanlar Kurulu’na götüreceğiz. Buna göre, yeni plakalar ya üçüncü harf rakamın sonunda yani ‘AA 001A’ olacak şekilde ya da rakamlar başta harfler sonda yani ‘001 AA’ olacak şekilde iki alternatif öngördük.” dedi. Arıklı, plakalarda yeni döneme bir ay içerisinde geçileceğini tahmin ettiğini de ekledi.

“FİBER İNTERNET İÇİN YIL SONUNA KADAR İHALEYE ÇIKILACAK”

Bakan Erhan Arıklı, “evden eve fiber” projesini çok önemsediğini belirterek, yıl sonuna kadar bu konuda ihaleye çıkmayı planladıklarını aktardı.

Fiberle ilgili bir paydaşları bir araya getirip bir konsorsiyum kurduklarını belirten Arıklı, “‘Konsorsiyuma giren bütün firmalar, Telefon Dairesi de dahil, bir araya gelsinler ve bu konuda iş birliği yapsınlar’ dedik. Bununla ilgili de geçen hafta Bakanlar Kurulu’ndan ilgili kararı çıkardık. Çok kısa bir süre içerisinde Özelleştirme Komitesi de toplanacak bu konuda rapor hazırlayacak. Yıl sonuna kadar fiberle ilgili gereken adımı atmış olacağız. Evden eve fiber projesi bizim için çok önemli bir proje. Şayet bilişim adası diyorsak, üniversite adası diyorsak, bu konuda çağı yakalamamız gerekiyor. Artık bakır tellerle iletişim kurma devri geçti.” diye konuştu.

Ülkenin çağdaş ülkelerde olduğu gibi bir fiber ağa bağlanması gerektiğini söyleyen Arıklı, bunun yaklaşık 30 milyon dolarlık maliyetini paydaşların karşılayacağını da kaydetti.

“GİRNE VE GAZİMAĞUSA LİMANLARININ DURUMU İÇLER ACISI”

Limanlar konusuna da değinen Arıklı, “Ben iş başına geldiğimde Türkiye Cumhuriyeti Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ve Denizcilik Genel Müdürlüğü’nden uzmanlar istedim. Bu uzmanlar geldi, hem Girne Limanı’nı hem de Gazimağusa Limanı’nı inceledi ve bize bir rapor sundu. Bu rapora göre, Girne Limanı’nın mendireğinin altının oyulduğunu, fırtınalı bir havada bu mendireğin yıkılabileceğini ve Girne Limanı’nın işlevini yitireceğini, tamirinin de çok uzun süreceğini söylediler. Gazimağusa Limanı’nda da yapılan teknik incelemede, limanın rıhtımının çöktüğünü, limanın bir buçuk, iki yıllık ömrünün kaldığını söylediler. Çok acil tedbir alınması, yatırım yapılması gerektiğini söylediler.” ifadelerini kullandı.

Arıklı konuşmasını, “Bu iki limanımız ve Gemikonağı Limanımızın özelleştirilmesiyle ilgili 2001 yılında alınmış bir karar var. 23 yıldır sürekli ötelemişiz ve bu konuda adım atmamışız… Özelleştirme kararı aldığımız için bunlara yatırım yapma yönünde de bütçeye para koymamışız. Nasıl olsa özelleşecek demişiz…” diye sürdürdü.

Girne ve Gazimağusa limanlarının durumunun “içler acısı” olduğunu ifade eden Arıklı, bunlar için çok hızlı adımlar atılması gerektiğini vurguladı ve “elleçleme” sorunundan bahsetti.

Elleçleme için ihaleye çıkılması gerektiğini ancak ihalede “10 yıl şartı” koşulduğunu aktaran Arıklı, “Elleçleme ihalesi adeta limanın özelleştirilmesinin önüne geçti.” dedi.

Arıklı, “Şimdi siz limanları özelleştireceksiniz. Özelleşen limanların en önemli gelir kaynağı elleçleme dediğimiz liman hizmetlerini ayırıp başkasına verirseniz, o zaman limanı özelleştiremezsiniz ki… Kim girer? En önemli gelir kaynağını dışarıda tutacaksınız… Bu, ‘limanı özelleştirmeyelim’ demektir. Bu konuyu önümüzdeki günlerde Bakanlar Kurulu’nda konuşacağız ve bir ara yol bulacağız diye düşünüyorum. Ama iki limanımızın da durumunun çok vahim olduğunu buradan kamuoyunun bilgisine getirmek durumundayım.” ifadelerini kullandı.

YOL ÇALIŞMALARI…

Ülkedeki yol projelerine ilişkin de konuşan Bakan Arıklı, ilk olarak “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde şu anda yaklaşık bin 149 kilometrelik yol ağımız var. Bunun 181 kilometresi bölünmüş yoldur, 338 kilometresi gidiş-dönüş yoldur, gerisi de üçüncü sınıf yoldur.” bilgisini aktardı.

Türkiye’den iki büyük firmanın doğu ve batı yollarını yaptıklarını söyleyen Arıklı, “Bunun dışındaki bazı yolları da kendi imkanlarımızla, yerel bütçeyle yapıyoruz.” dedi.

Girne-Alsancak yoluna ciddi bir kaynak ayrıldığını ve bitmek üzere olduğunu aktaran Arıklı, bunun tamamlanmasının ardından Çatalköy-Girne yoluna başlayacaklarını söyledi ve Başbakan Ünal Üstel’in bu projelere gösterdiği ilgiden bahsetti. Arıklı, “Sayın Başbakanın özel ilgisi ve şartları zorlaması neticesinde Girne-Alsancak yolunu şu anda bitirmek üzereyiz. Sayın Başbakan sağ olsun, gereken titizliği göstermese o yolu yapamazdık. Hemen arkasından Çatalköy-Girne yoluna başlayacağız. Bununla ilgili de Sayın Başbakanın özel ilgisi var. Çünkü Girne doğu ve batı yolları çok ciddi bir işkence haline dönüştü.” diye konuştu.

Geçen hafta Türkiye Cumhuriyeti Ulaştırma ve Altyapı Bakanı’nın da katılımıyla Kuzey Çevre Yolu projesi ile ilgili yapılan törene işaret eden Arıklı, “Burada yaklaşık 32 civarında istimlak sorunu vardı. Bu istimlak sorununun kaynağını Türkiye Cumhuriyeti bize verdi, sorunu çözdük. En geç Nisan ayına kadar bu proje bitmiş olacak ve özellikle Gönyeli Çemberi olmak üzere trafiğimizi çok rahatlatacak.” ifadelerini kullandı.

Gönyeli Alpet kavşağından Haspolat’a kadar beş tane akıllı kavşak projesini de yapacaklarını belirten Arıklı, bu şekilde Lefkoşa trafiğini büyük ölçüde rahatlatacaklarını da sözlerine ekledi.

Dağyolu – Dipkarpaz Manastırı yoluna ilişkin projede karşılarına “istimlak, askeri birlik ve isale hatları” sorunlarının çıktığını aktaran Arıklı, “Bu üçü de çok büyük problem. Sonunda mevcut yolu biraz genişletmeye, iyileştirmeye karar verdik.”dedi

HIZ TESPİT KAMERALARI YENİLENECEK

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, Türkiye Cumhuriyeti ile imzalanan uluslararası bir anlaşma gereği mevcut hız tespit kameralarının daha modern kameralarla değiştirileceğini bildirdi.

Şu anda ülkede 112 hız tespit kamerası olduğunu aktararak, Türkiye savunma sanayine bağlı bir kuruluş olan Radarsan’ın mevcut kameraların yerlerine yerleştirilecek 150 kamerayı şu anda ürettiğini, gerekirse de rakamın 300’e kadar çıkarılabileceğini belirten Arıklı, “Biz şimdi kamera cezalarını tebliğ etmekte de tahsil etmekte de büyük sıkıntı yaşıyoruz. Oysa dünya bunu çok rahat halletmiş. Hızı ihlal eden kişi kameraya yakalandığı anda cep telefonuna ceza gidecek. Mesaj hem kişinin cep telefonuna hem de havaalanı ile sınır kapılarına gidecek.” diye konuştu. Arıklı, bu uygulamaya ilişkin e-Tebliğ Yasası üzerinde çalışıldığını da aktardı.

Aynı yazılıma bağlı olarak ağır yük taşıyan kamyon ve tırları tespit edecek elektronik kantar sistemini de uygulamaya koyacaklarını bildiren Arıklı, 40 ton yük taşıyan bir aracın yola verdiği zararın 6 bin aracın geçmesine denk geldiğini de belirterek, yasal limitin üzerinde ağır yük taşıyan kamyon ve tırların elektronik kantarla tespit edilip ceza yazılabileceğini kaydetti.

Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

GÜNDEM

Asgari ücret tepkisi: Emekçileri açlığa mahkum ediyorlar

Published

on

Basın Emekçileri Sendikası, açıklanan 37 bin 818 TL’lik asgari ücrete tepki göstererek, “Emekçileri açlığa mahkum ediyorlar” dedi.

Basın Emekçileri Sendikası, açıklanan 37 bin 818 TL’lik asgari ücretin emekçilerin temel ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak olduğunu belirtti.

Sendika tarafından yapılan açıklamada, belirlenen asgari ücretin artan hayat pahalılığı karşısında her geçen gün eridiği ve emekçileri açlık sınırının altında yaşamaya mahkûm ettiği ifade edildi. Açıklamada, gıda, barınma, ulaşım ve sağlık gibi temel ihtiyaçların sürekli artış gösterdiği bir ülkede bu ücretle yaşamanın imkânsız olduğu vurgulandı.

“ADALETSİZLİKLER DERİNLEŞİYOR”

Basın Emekçileri Sendikası, özel sektör çalışanlarının kamu emekçilerine kıyasla daha düşük ücretlere mahkûm edilmesini eleştirerek, bu durumun eşitsizlikleri derinleştirdiğini belirtti. Açıklamada, asgari ücretin en düşük kamu maaşına eşitlenmesinin şart olduğu ifade edildi.

Açıklamada, özel sektörde sendikasız çalışma düzenine dikkat çekilerek, örgütlenme özgürlüğünden mahrum bırakılan çalışanların kötü çalışma koşullarına mahkûm edildiği ve haklarını savunma imkânından yoksun kaldığı ifade edildi. Sendika, sendikasız işçi çalıştırma uygulamasının yasaklanması ve tüm çalışanlara örgütlenme özgürlüğü sağlanması gerektiğini vurguladı.

“ASGARİ ÜCRET, ONURLU BİR YAŞAM SAĞLAMALI”

Basın Emekçileri Sendikası, asgari ücretin yalnızca bir gelir değil, aynı zamanda emekçilerin onuru olduğunu belirtti. Açıklamada, “Bir devletin en temel görevi yurttaşlarına insanca yaşam koşulları sunmaktır. Asgari ücret, açlık ve yoksulluk sınırında değil, onurlu bir yaşam seviyesinde olmalıdır” denildi.

Sendika, tüm emekçi kesimlere çağrıda bulunarak, asgari ücretin insanca yaşamı mümkün kılacak bir seviyeye yükseltilmesi ve emekçilerin haklarının korunması için mücadeleyi büyütme kararlılığını dile getirdi.

Continue Reading

GÜNDEM

Asgari ücret belirlendi…

Published

on

Her zaman olduğu gibi sermayenin ölçüsüz bir şekilde yaptığı artışları/ zamları engelleyemeyenler asgari ücretliye gelince müdahale edip milim milim artış yaparak zaten olmayan alım güçlerini daha da dibe vurmalarına sebebiyet vermektedir….

Sosyal devlet yönetimleri alım gücü tamamen erimiş asgari ücretlilere değişik şekillerde çocuk yardımı gıda yardımı eğitim yardımı gibi birçok alanda katkı sağlama planlaması yapabilir…
Asgari ücretle çalışan insanlarımız iş yaşam koşullarında verimli olmak ve “ işinde kalabilmek “ için çok yoğun fiziki emek harcamaktadırlar.Bütün işler onların harcadığı emekleri sayesinde dönmektedir.
Emeğin en yüce değer olduğu boş bir laf değildir.Emekçi insanlara reva görülen 37 bin küsür maaşla geçinebilmeleri imkan dahilinde değildir .
Bu bulanık ortamda sermaye gelirini katlarken bütün işleri yapan bu emekçi insanların üzerinden para kazandıklarını unutmamalıdırlar
#İnsanı #yaşat ki #devlet #yaşasın sözü unutulmamalıdır….

Sosyal devlet olgusuyla yönetilen bir ortamda hükümetler her şeyi düşünmek zorundadır
Asgari ücretle çalışanlar üzerinden devlet aldığı katkıları minimize edebilir…
Bu bile asgari ücretliye yansırsa bir nebze rahatlayabilir…
Devlet birtürlü üstüne gidemediği bu ülkede milyon dolarlar kazanan çok sayıda şirket ve şahıslardan gelir toplayabilir…
Devletin yapması gereken gerçek servet sahiplerinden gelire göre vergi alabilmesinin yolunu açabilir….
Gelirlerini bu şekilde artırabilen devlet düşük maaşlı insanlara katkı sağlayarak refah düzeyini artırıp sosyal devlet olarak varlığını gösterebilir.
Bu çok önemli bir konudur
Aksi takdirde sermayeye hiç karışamayan devlet sadece yaşam savaşı veren insanlarımızın üstüne giden görüntüsüyle sosyal devlet olgusundan her gün biraz daha uzaklaşır
Devletin farkında olduğu ve çözmediği bu gidişat iradesi yüksek koltuk sevdası olmayan yöneticiler tarafından çok da kolay yapılabilir
Yeterki irade olsun…

Continue Reading

GÜNDEM

Tufan Erhürman: Çözüm, bu adada kalıcı barışın ve istikrarın sağlanmasının tek yoludur

Published

on

CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, “Çözüm, bu adada ve bölgede kalıcı barışın ve istikrarın sağlanmasının tek yoludur” açıklamasını yaptı.

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, Kıbrıs sorununa ilişkin olarak sosyal medya hesabı üzerinden bir açıklama yaptı.

CTP Lider Erhürman, “Bizim tarafta “çözümsüzlük çözümdür”ün ötesine geçemeyen, ortaya koyduğu politikalarla bizleri dünyadan her gün daha da uzaklaştıran bir zihniyet var. Güneyde ise “ben BMGK kararları çerçevesinde müzakereye hazırım” demesine karşın, kuzeyde, uluslararası toplumda ve hatta güneyin önemli bir kısmında dahi kimseyi buna inandıramayan, kimsede güven uyandırmayan bir zihniyet” dedi.

Erhürman, “Çözüme hazırız, çözümü zorlayacağız” diyen Sn. Hristodulidis, hem çözüm ihtimalini hem de adanın geleceğini riske atanan hamleleri art arda sıralıyor. Daha önce defalarca söylediğimiz gibi, bu çabanın sebebi belli ki Türkiye’ye karşı “büyük abiler”i arkasına alarak “güç dengesi” oluşturmak” ifadelerini kullandı.

CTP Genel Başkanı Erhürman, açıklamasının devamında ise şunları dile getirdi:

“Oysa o “büyük abiler”in devreye girdiği her ortamda arkada durmayacağı, öne geçeceği malum. Biz Kıbrıslı Türklerin özne olma pozisyonundan uzaklaştırılmasından şikayet ederken, Sn. Hristodulidis de bu hamleleriyle Kıbrıslı Rumları özne olma pozisyonundan uzaklaştırıyor aslında. Bundan daha önemlisi ise, “güç dengesi” oluşturma politikalarının bu adanın geleceğinde barışı riske atması.

Sn. Guterres’in çok taraflı görüşme çağrısının olduğu bu dönemde, “çözüm istiyorum” diyen Sn. Hristodulidis’in bu girişimleri kaçınılmaz olarak samimiyetinin ve güvenilirliğinin daha da fazla sorgulanmasına yol açmaktadır.

Esas mesele ise şudur: Çözüme ulaşılmadıkça, yani güvenlik, enerji, deniz yetki alanları, ticaret yolları gibi konularda bu adadaki iki eşit kurucu ortak siyasi eşitlik temelinde birlikte karar alma noktasına gelmedikçe, gerginliği tırmandıran bu tip girişimler de, adanın uluslararası büyük aktörlerin bölgesel stratejileri çerçevesinde kullanılması da her zaman ihtimal dahilinde olacaktır. Onun içindir ki çözüm, bu adada ve bölgede kalıcı barışın ve istikrarın sağlanmasının tek yoludur.”

 

 

Continue Reading