SAĞLIK
Basit ama etkileri güçlü… Yürüyüş sırasında bunu yapmak, sağlığı olumlu etkiliyor

Bilim insanları insanlardan yürüyüşe çıkarken bir şeyi farklı yapmalarını istedi, sonuçlar son derece şaşırtıcıydı. Dünyaca ünlü uzman, sağlığı olumlu yönde etkilediği araştırmalarla da kanıtlanan o yöntemi anlatıyor…
Berkeley’deki California Üniversitesi’nde psikoloji profesörü olan ve yazdığı kitaplarla dünya çapında tanınan Dacher Keltner, son derece basit bir yöntemle sağlığımızı nasıl düzeltebileceğimizi anlatıyor.
Keltner, “hayranlık duyma” hissi üzerine yoğunlaşıyor ve hayranlık yürüyüşü adını verdiği yöntemle de çok daha sağlıklı olabileceğimizi anlatıyor, üstelik Keltner’ın bu yöntemi araştırmalarla da kanıtlanıyor.
PARA HARCAMANIZA GEREK YOK
Keltner, ‘hayranlık yürüyüşü’ ismini verdiği yöntemi şu sözlerle anlatıyor:
“Hayranlık geliştirmek, farkındalık uygulamalarında olduğu gibi her yerde yapılabilir ve yalnızca bir veya iki dakika sürer. Hayranlık duymak için çok paraya ihtiyacınız yok ya da egzotik yerlere seyahat etmenize de gerek yok.
Eğer biraz durup zihninizi yakındaki engin ve gizemli şeylere açarsanız, kelimenin tam anlamıyla her zaman etrafınızda olduğunu görebilirsiniz.
Hayranlık duygusu dikkati kendinizden etrafınızdakilere doğru kaydırır. Jane Goodall’ın sözleriyle kendinizin dışındaki şeylere hayret edersiniz.”
BİREYSELLİKTEN BÜTÜNE
Ünlü psikolog hayranlık duyma ile ilgili yapılan bir testte, yalnızca bir ila iki dakika boyunca bir okaliptüs ağacına bakmaya yönlendirilen öğrencilerde, diğerlerinden daha az narsisizm görüldüğünü anlatıyor:
“Bu duygu; diğerlerinden ayrı olmadığımızı, birbirimize bağımlı olduğumuzu ortaya koyuyor. İlk çalışmalardan birinde, bir T rex iskeletinin hayranlık uyandıran bir kopyasının yanında duran öğrencilerin benlik duygularının, paylaşılan kimlik özelliklerine odaklanan karşılıklı bağımlı bir benlik duygusuna dönüştüğü gözlemlendi.”
YATIŞTIRICI ETKİSİ VAR
Pixar’ın Oscar ödüllü ünlü animasyonu “Ters Yüz” (Inside Out) filminde bilimsel danışman olarak görev yapan Keltner, hayranlık duymanın, insanın sinir sisteminin evrimi hakkında pek çok şey anlattığını belirtiyor:
“Beynin bir bölgesi hayranlık yaşadığımızda devre dışı kalıyor. Tüm kendini temsil etme süreçlerinin gerçekleştiği yer de burası: Zamanımı, hedefleri, çabaları, kontrol listesini… Ancak hayranlık sırasında sakinleşiyor.”
Ünlü psikolog, hayranlık duyulduğunda, vagus sinirimizin (vagus siniri; beyin ve kalp arasındaki iletişimi sağlar, bu sinirin bağırsak, böbrek, safra kesesi, akciğer, karaciğer, pankreas, boyun, dil ve kulaklarla da bağlantısı bulunur) harekete geçtiğini söylüyor:
“Bu, omuriliğinizin tepesinde başlayan ve insanlara bakmanıza ve ses çıkarmanıza yardımcı olan büyük sinir demetidir. Bu sinir, hastalıklara saldıran bağışıklık sisteminizin de bir parçasıdır ve biz onun her zaman sıcak değil, daha serin olmasını istiyoruz. Hayranlıkla beraber kalp atışımız yavaşlar, sindirim kolaylaşır. Ayrıca hayranlık, iltihaplanma sürecini de yavaşlatır.”
HAYRANLIK YÜRÜYÜŞÜ İLE AĞRILARINDAN KURTULDULAR
Bu basit yöntem ile ilgili yapılan bir araştırmaya 75 yaşında veya daha yaşlı kişiler dahil edilir. Yaşamın sonu konusunda endişelenmeye ve depresyona girmeye başladıkları için daha fazla vücut ağrısı yaşayan bu grubun bir kısmı hayranlık yürüyüşüne çıkar. Onlara çocuksu bir merak hissedebilecekleri bir yere gitmeleri söylenir.
Keltner, hayranlık ve merak duymanın, durup etrafımızdaki dünyayı fark etmek kadar basit olabileceğini açıklıyor: Yeni açmış bir çiçek kadar küçük görünen bir şeyden, tüm gökyüzüne uzanan bir gün batımı kadar büyük bir şeye kadar… Ayrıca diğer insanların nezaketine, iyiliğine veya cömertliğine tanık olmak gibi “ahlaki güzellik” olarak adlandırılan özelliklere de hayranlık duyulabileceğini belirtiyor.
Çalışmanın sekiz haftası boyunca, hayranlık yürüyüşüne dahil olan grubun giderek daha fazla hayranlık hissetmeye başladığı, zamanla daha az acı ve sıkıntı hissettikleri görüldü.
DAHA NAZİK, DAHA ÇEVRE DOSTU OLDULAR
Ayrıca çalışmaya katılanların her hafta fotoğrafları da çekildi. Çalışmada hayranlık yürüyüşüne çıkanların fotoğrafın yan tarafına doğru hareket etmeye başladıkları dikkat çekti. Bir nevi ortadan kayboluyorlardı. Bu da bilinçlerinin şu olduğunu söylüyor:
“‘Tamam, işte yüzüm var ve onu fotoğrafta mükemmel bir şekilde konumlandırıyorum’ diye düşünmüyorlar. Parçası oldukları ve izlerini kaybettikleri daha geniş sahneyle daha çok ilgileniyorlar. Dikkatimizi kendimiz dışındaki şeylere genişletmek önemli.”
Araştırmalar, hayranlık duygusuna maruz kalan insanların daha nazik, daha çevre dostu ve başkalarıyla daha iyi bağlantı kurduklarını da gösterdi.
SAĞLIK
Erken teşhis ve taramalar hayat kurtarır

Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Kanserle Savaş Haftası dolayısıyla yaptığı açıklamada tarama oranlarının artırılmasının önemine dikkat çekti.
SAĞLIK
24 mart Dünya tüberküloz günü

Dünya Tüberküloz Günü, her yıl 24 Mart’ta kutlanan ve tüberküloz hastalığına dikkat çekmeyi amaçlayan küresel bir farkındalık günüdür.
SAĞLIK
Yalnızlığın fiziksel sağlık üzerindeki korkunç etkileri

Yapılan araştırmalar, güçlü sosyal bağlardan yoksun bir yaşamın, insan sağlığı için günde 15 sigara içmek kadar tehlikeli olduğunu ortaya koyuyor.
Bilimsel çalışmalar; yalnızlığın fiziksel problemlerin yanı sıra alkol ve uyuşturucu bağımlılığı, yeme bozuklukları, depresyon ve intihar gibi riskleri de artırabileceğini gösteriyor.
2010 yılında yapılan kapsamlı bir araştırma, sosyal bir yaşamın, hayatta kalma şansını yüzde 50 oranında artırabildiğini gözler önüne serdi.
Yalnızlığın “günde 15 sigara içmek kadar sağlığa zararlı” olabileceğini belirten uzmanlar, modern dünyada yetişkinlerin büyük bir kısmının yalnız hissettiğini vurguladı.
Charity Age UK, Birleşik Krallık’ta yaklaşık bir milyon yaşlının sürekli yalnız hissettiğini, 65 yaş üstü kişilerin ise 4 milyondan fazlasının yalnız yaşadığını rapor etti.
Ancak birçok kişi, yalnız hissettiğini açıkça ifade etmekten çekiniyor, bu nedenle yalnız hisseden kişilerin sayısı hakkında net verilere varılamıyor.
The Sun’da yer alan habere göre; sosyal etkinliklerden kaçınma, günlük rutinlerde değişiklik yapma (örneğin yemek yapmayı, görünüşe özen göstermeyi veya erken kalkmayı bırakma), uyku problemleri ve sürekli düşük ruh hali gibi etkenler, zamanla kişide özgüven kaybı yaratabilir. Bu durum, yalnız kalma isteğini daha da tetikler.
Centers for Disease Control and Prevention yazarları; ötekileştirilme, fiziksel sakatlıklar, psikiyatrik hastalıklar, dil engelleri ve sevilen birinin kaybı gibi durumları, bireysel risk faktörleri olarak değerlendiriyor.
Yalnızlığın uzun vadede kalp hastalıkları, Tip 2 diyabet ve demans gibi hastalıklara yakalanma olasılığını artırdığının altını çizen araştırmacılar, bu etkilerden korunmak için daha sosyal bir yaşamı tavsiye ediyor.
-
GÜNDEM1 yıl ago
Sigaraya zam üstüne zam!
-
GÜNDEM1 yıl ago
Bakan Arıklı şehit olan TSK askeri için taziye mesajı yayımladı
-
GÜNDEM1 yıl ago
Asgari ücret için yüzde 50 artış talebi
-
GÜNDEM1 yıl ago
Bir haftada 56 kaza
-
GÜNDEM1 yıl ago
Başbakanlık önünde “mücadele ateşi”
-
GÜNDEM11 ay ago
Emrullah Turanlı: “Ercan’a Herkesin Sahip Çıkması Gerekiyor”
-
SAĞLIK1 yıl ago
Giderek artıyor: Uzmanlar “miyop salgını”na karşı uyarıyor
-
SAĞLIK1 yıl ago
Elektronik sigara kullanan gençlerin idrarında uranyum ve kurşun bulundu